Transfigure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transfigure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transfigure Nedir?

Transfigure, bir şeyi veya birini dönüştürmek, değiştirmek veya yeniden şekillendirmek anlamına gelen bir fiildir.

Örnek cümleler:

1. She transfigured her old dress into a trendy outfit for the party. (O, eski elbisesini parti için modern bir kıyafete dönüştürdü.)
2. The caterpillar transfigured into a beautiful butterfly. (Tırtıl, güzel bir kelebeye dönüştü.)
3. The artist transfigured his pain into a masterpiece. (Sanatçı, acısını bir başyapıta dönüştürdü.)
4. The wizard transfigured a pumpkin into a carriage. (Büyücü, balkabağını bir arabaya dönüştürdü.)
5. The technology transfigured the way we communicate. (Teknoloji, iletişim şeklimizi değiştirdi.)
6. The teacher transfigured the boring lecture into an engaging discussion. (Öğretmen, sıkıcı dersi ilgi çekici bir tartışmaya dönüştürdü.)
7. He transfigured his body through rigorous exercise and healthy eating. (O, disiplinli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile vücudunu dönüştürdü.)
8. The architect transfigured the old building into a modern one. (Mimar, eski binayı modern bir yapıya dönüştürdü.)
9. The magician transfigured the rabbit into a dove. (Sihirbaz, tavşanı güvercine dönüştürdü.)
10. The novel transfigured my perspective on life. (Roman, yaşama bakış açımı değiştirdi.)
11. The caterer transfigured ordinary ingredients into a delicious meal. (Yemek hizmeti veren kişi, sıradan malzemeleri lezzetli bir yemeğe dönüştürdü.)
12. The artist transfigured the blank canvas into a stunning masterpiece. (Sanatçı, boş tuvali muhteşem bir başyapıta dönüştürdü.)
13. The software transfigured the way we work. (Yazılım, çalışma şeklimizi değiştirdi.)
14. The tailor transfigured the fabric into a beautiful dress. (Terzi, kumaşı güzel bir elbiseye dönüştürdü.)
15. The composer transfigured the melody into a symphony. (Besteci, melodiyi bir senfoniye dönüştürdü.)
16. The makeup artist transfigured the model into a glamorous star. (Makyaj sanatçısı, modeli şık bir yıldıza dönüştürdü.)
17. The software transfigured raw data into valuable insights. (Yazılım, ham verileri değerli görüşlere

dönüştürdü.)
18. The gardener transfigured the empty lot into a beautiful garden. (Bahçıvan, boş arsayı güzel bir bahçeye dönüştürdü.)

19. The artist transfigured the clay into a beautiful sculpture. (Sanatçı, kil malzemeyi güzel bir heykele dönüştürdü.)
20. The scientist transfigured the theory into a groundbreaking discovery. (Bilim insanı, teoriyi devrim yaratan bir keşfe dönüştürdü.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde belirtilmiştir.)