Daring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Daring
Daring kelimesi cesur, cüretkar, atılgan anlamlarına gelir. Bu kelime sıklıkla cesur olma durumunu veya cesur davranışları tanımlamak için kullanılır.
- I was very daring and went bungee jumping for the first time. (Çok cesurum ve ilk defa bungee jumping yaptım.)
- The daring stuntman jumped over the flaming cars on his motorcycle. (Cüretkar kaskatör, motosikletiyle alev alan arabaların üstünden atladı.)
- She showed her daring side by quitting her job to pursue her dream of traveling the world. (Dünya turuna çıkmak için işini bırakarak cesur yanını gösterdi.)
- The daring explorer braved the harsh weather conditions to reach the summit of the mountain. (Cesur kaşif, zorlu hava koşullarına rağmen dağın zirvesine ulaşmak için cesaret gösterdi.)
- His daring plan to start his own business paid off and now he is a successful entrepreneur. (Kendi işini kurma cesaretini gösteren cesur planı tuttu ve şimdi başarılı bir girişimci.)
- The daring rescue team saved the hiker who was stuck on the side of the cliff. (Sarp kayalıkların yanında mahsur kalan yürüyüşçüyü cesur kurtarma ekibi kurtardı.)
- It takes daring to speak up against injustice and fight for what is right. (Haksızlığa karşı çıkıp doğru olan için mücadele etmek cesaret gerektirir.)
- The daring acrobat performed a triple backflip on the high wire without a safety net. (Cüretkar akrobat, güvenlik ağı olmadan yüksek telden üçlü takla attı.)
- Sometimes, you have to be daring and take risks to achieve your goals. (Bazen hedeflerinize ulaşmak için cesur olup risk almanız gerekiyor.)
- The daring detective solved the case and caught the criminal. (Cesur dedektif, olayı çözdü ve suçluyu yakaladı.)
- The daring fashion designer created a bold and unconventional collection that caught everyone’s attention. (Cesur moda tasarımcısı, dikkat çeken cesur ve sıradışı bir koleksiyon hazırladı.)
- The daring young man asked his crush out on a date and she said yes. (Cesur genç adam, beğendiği kıza çıkma teklifi yaptı ve o da evet dedi.)
- The daring athlete attempted the difficult maneuver and succeeded in landing it perfectly. (Cesur sporcu, zorlu manevrayı denedi ve mükemmel bir şekilde başardı.)
- Daring to dream big is the first step towards achieving greatness. (Büyük hayaller kurmak, büyüklüğe ulaşmak için atılan ilk adımdır.)
- The daring photographer captured breathtaking images of the natural wonders of the world. (Cüretkar fotoğrafçı, dünyanın doğal harikalarının nefes kesen gör
- The daring singer performed a challenging song in front of a huge audience and received a standing ovation. (Cesur şarkıcı, büyük bir izleyici kitlesinin önünde zorlu bir şarkı söyledi ve ayakta alkışlandı.)
- The daring entrepreneur invested all her savings in her startup and it paid off in the end. (Cesur girişimci, tüm birikimlerini kendi girişimine yatırdı ve sonunda bunun karşılığını aldı.)
- It was daring of her to confront the bully who had been tormenting her for years. (Yıllardır kendisine eziyet eden zorba ile yüzleşmek, onun cesur bir davranışıydı.)
- The daring pilot maneuvered the plane through a dangerous storm and landed safely. (Cesur pilot, tehlikeli bir fırtınadan uçakla başarıyla çıktı ve güvenli bir şekilde indi.)
- Daring to be different is what sets successful people apart from the rest. (Farklı olmakta cesur olmak, başarılı insanları diğerlerinden ayıran şeydir.)
Hemen Yorum Yaz