Daring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Daring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Daring

Daring kelimesi cesur, cüretkar, atılgan anlamlarına gelir. Bu kelime sıklıkla cesur olma durumunu veya cesur davranışları tanımlamak için kullanılır.

  1. I was very daring and went bungee jumping for the first time. (Çok cesurum ve ilk defa bungee jumping yaptım.)
  2. The daring stuntman jumped over the flaming cars on his motorcycle. (Cüretkar kaskatör, motosikletiyle alev alan arabaların üstünden atladı.)
  3. She showed her daring side by quitting her job to pursue her dream of traveling the world. (Dünya turuna çıkmak için işini bırakarak cesur yanını gösterdi.)
  4. The daring explorer braved the harsh weather conditions to reach the summit of the mountain. (Cesur kaşif, zorlu hava koşullarına rağmen dağın zirvesine ulaşmak için cesaret gösterdi.)
  5. His daring plan to start his own business paid off and now he is a successful entrepreneur. (Kendi işini kurma cesaretini gösteren cesur planı tuttu ve şimdi başarılı bir girişimci.)
  6. The daring rescue team saved the hiker who was stuck on the side of the cliff. (Sarp kayalıkların yanında mahsur kalan yürüyüşçüyü cesur kurtarma ekibi kurtardı.)
  7. It takes daring to speak up against injustice and fight for what is right. (Haksızlığa karşı çıkıp doğru olan için mücadele etmek cesaret gerektirir.)
  8. The daring acrobat performed a triple backflip on the high wire without a safety net. (Cüretkar akrobat, güvenlik ağı olmadan yüksek telden üçlü takla attı.)
  9. Sometimes, you have to be daring and take risks to achieve your goals. (Bazen hedeflerinize ulaşmak için cesur olup risk almanız gerekiyor.)
  10. The daring detective solved the case and caught the criminal. (Cesur dedektif, olayı çözdü ve suçluyu yakaladı.)
  11. The daring fashion designer created a bold and unconventional collection that caught everyone’s attention. (Cesur moda tasarımcısı, dikkat çeken cesur ve sıradışı bir koleksiyon hazırladı.)
  12. The daring young man asked his crush out on a date and she said yes. (Cesur genç adam, beğendiği kıza çıkma teklifi yaptı ve o da evet dedi.)
  13. The daring athlete attempted the difficult maneuver and succeeded in landing it perfectly. (Cesur sporcu, zorlu manevrayı denedi ve mükemmel bir şekilde başardı.)
  14. Daring to dream big is the first step towards achieving greatness. (Büyük hayaller kurmak, büyüklüğe ulaşmak için atılan ilk adımdır.)
  15. The daring photographer captured breathtaking images of the natural wonders of the world. (Cüretkar fotoğrafçı, dünyanın doğal harikalarının nefes kesen gör
  1. The daring singer performed a challenging song in front of a huge audience and received a standing ovation. (Cesur şarkıcı, büyük bir izleyici kitlesinin önünde zorlu bir şarkı söyledi ve ayakta alkışlandı.)
  2. The daring entrepreneur invested all her savings in her startup and it paid off in the end. (Cesur girişimci, tüm birikimlerini kendi girişimine yatırdı ve sonunda bunun karşılığını aldı.)
  3. It was daring of her to confront the bully who had been tormenting her for years. (Yıllardır kendisine eziyet eden zorba ile yüzleşmek, onun cesur bir davranışıydı.)
  4. The daring pilot maneuvered the plane through a dangerous storm and landed safely. (Cesur pilot, tehlikeli bir fırtınadan uçakla başarıyla çıktı ve güvenli bir şekilde indi.)
  5. Daring to be different is what sets successful people apart from the rest. (Farklı olmakta cesur olmak, başarılı insanları diğerlerinden ayıran şeydir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.