Transcend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transcend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transcend (Turkish: Aşmak, Yükselmek)

Transcend kelimesi, sınırların veya önceden belirlenmiş normların ötesine geçmek, aşmak veya yükselmek anlamına gelir. Ayrıca, daha yüksek bir ruhsal veya zihinsel duruma ulaşmak anlamında da kullanılır.

İşte Transcend kelimesinin 20 örnek cümlesi:

  1. The beauty of the painting transcends words. (Tablonun güzelliği sözcükleri aşar.)
  2. He aims to transcend his limitations and achieve greatness. (O, sınırlarını aşmayı ve büyüklük elde etmeyi hedefliyor.)
  3. Her performance transcended our expectations. (Onun performansı bizim beklentilerimizi aştı.)
  4. The film aims to transcend cultural barriers and reach a global audience. (Film, kültürel engelleri aşmayı ve küresel bir izleyici kitlesine ulaşmayı hedefliyor.)
  5. The book transcends time and remains relevant even today. (Kitap, zamana karşı koymayı başarıyor ve bugün bile geçerliliğini koruyor.)
  6. His spiritual beliefs allow him to transcend physical limitations. (Onun manevi inançları, fiziksel sınırlarını aşmasına izin veriyor.)
  7. The musician’s talent transcends language barriers. (Müzisyenin yeteneği dil engellerini aşıyor.)
  8. Meditation can help you transcend the noise and chaos of everyday life. (Meditasyon, günlük hayatın gürültüsünü ve kaosunu aşmana yardımcı olabilir.)
  9. The novel transcends mere entertainment and provokes deep thoughts. (Roman, sadece eğlenceden öteye geçiyor ve derin düşünceleri tetikliyor.)
  10. The artist’s work is known for its ability to transcend time and inspire generations. (Sanatçının eseri, zamana meydan okuyabilme yeteneği ve nesilleri ilham verme özelliğiyle tanınıyor.)
  11. Her writing has the power to transcend cultural and societal boundaries. (Onun yazıları, kültürel ve toplumsal sınırları aşma gücüne sahip.)
  12. The experience of parenthood can be a way to transcend one’s own ego. (Ebeveynlik deneyimi, kişinin kendi egosunu aşma yolu olabilir.)
  13. The company aims to transcend its competitors and become a market leader. (Şirket, rakiplerini aşmayı ve pazar lideri olmayı hedefliyor.)
  14. The mountaineer’s goal is to transcend physical limitations and climb the world’s highest peaks. (Dağcının amacı, fiziksel sınırlarını aşmak ve dünyanın en yüksek zirvelerine tırmanmaktır.)
  15. The team’s performance transcended all expectations and won the championship. (Takımın perform

ası tüm beklentileri aştı ve şampiyonluğu kazandı.)
16. The philosopher believes that we can transcend our limited perspective and achieve a deeper understanding of the world. (Filozof, sınırlı bakış açımızı aşabileceğimize ve dünyayı daha derin bir şekilde anlayabileceğimize inanıyor.)

  1. The speech transcended political divides and inspired hope in all who heard it. (Konuşma, siyasi ayrılıkları aşarak duyan herkese umut verdi.)
  2. The artist’s painting transcends the boundaries of reality and creates a surreal world. (Sanatçının tablosu, gerçeklik sınırlarını aşar ve sürreal bir dünya yaratır.)
  3. The novel’s message transcends its time and remains relevant today. (Romanın mesajı zamanının ötesine geçer ve bugün bile geçerliliğini korur.)
  4. The scientist hopes to transcend the limitations of current technology and create something truly groundbreaking. (Bilim adamı, mevcut teknolojinin sınırlarını aşmayı ve gerçekten çığır açan bir şey yaratmayı umuyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.