Tramping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Tramping
Tramping, yaya olarak yapılan uzun yürüyüşler veya doğa yürüyüşlerini ifade eden bir terimdir.
- While tramping in the mountains, I came across a beautiful waterfall. (Dağlarda yürürken, güzel bir şelaleyle karşılaştım.)
- Tramping through the forest, we stumbled upon an abandoned cabin. (Ormanda yürürken terk edilmiş bir kulübe bulduk.)
- He enjoys tramping on the weekends to clear his mind. (Zihnini boşaltmak için hafta sonları yürümeyi seviyor.)
- Tramping can be a great way to stay active and healthy. (Tramping, aktif ve sağlıklı kalmak için harika bir yol olabilir.)
- She packed a tent and some food for her tramping trip. (Tramping gezisi için bir çadır ve bazı yiyecekler paketledi.)
- Tramping in the rain can be challenging, but also very rewarding. (Yağmurda yürümek zorlu olabilir, ancak aynı zamanda çok ödüllendirici de olabilir.)
- They met while tramping in the mountains and have been hiking buddies ever since. (Dağlarda yürürken tanıştılar ve o zamandan beri yürüyüş arkadaşları oldular.)
- Tramping is a popular activity for tourists visiting New Zealand. (Yeni Zelanda’yı ziyaret eden turistler için tramping popüler bir etkinliktir.)
- She bought a new pair of hiking boots for her tramping trip. (Tramping gezisi için yeni bir yürüyüş botu satın aldı.)
- Tramping through the desert, they saw some beautiful sand dunes. (Çölde yürürken, güzel kum tepeleri gördüler.)
- Tramping in the mountains requires a lot of physical fitness and endurance. (Dağlarda yürümek, çok fazla fiziksel uygunluk ve dayanıklılık gerektirir.)
- He took a break from work to go tramping in the national park. (Milli parkta tramping yapmak için işten bir mola aldı.)
- Tramping can be a great way to explore new places and enjoy nature. (Tramping, yeni yerleri keşfetmek ve doğanın tadını çıkarmak için harika bir yoldur.)
- They packed light for their tramping trip, carrying only the essentials. (Tramping gezileri için sadece temel ihtiyaçlarını taşıyarak hafif bir şekilde paketlediler.)
- Tramping along the coast, they spotted some dolphins swimming in the ocean. (Sahilde yürürken, okyanusta yüzen bazı yunusları gördüler.)
- Tramping in the snow requires special equipment and clothing. (Karlı havalarda tramping yap
- Tramping is a great way to disconnect from technology and enjoy the present moment. (Tramping, teknolojiden kopmak ve şimdiki anın tadını çıkarmak için harika bir yoldur.)
- She likes to take photos of the landscapes while tramping. (Tramping yaparken manzara fotoğrafları çekmekten hoşlanıyor.)
- Tramping in the mountains during the fall season offers beautiful views of the changing leaves. (Sonbahar mevsiminde dağlarda tramping yapmak, renk değiştiren yaprakların güzel manzaralarını sunar.)
- They plan to go tramping in the national park next month. (Gelecek ay milli parkta tramping yapmayı planlıyorlar.)
Hemen Yorum Yaz