Trade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trade Nedir?

Trade, ticaret anlamına gelir. Bir mal veya hizmetin alımı ve satımı olarak tanımlanabilir. İki taraf arasında yapılan alışverişler de ticaret olarak kabul edilir.

Örnek Cümleler:

  1. Trade is the backbone of the global economy. (Ticaret, küresel ekonominin omurgasıdır.)
  2. The company’s trade with foreign countries has increased by 20% this year. (Şirketin yabancı ülkelerle olan ticareti bu yıl %20 arttı.)
  3. The government has implemented new policies to promote trade between countries. (Hükümet, ülkeler arasındaki ticareti teşvik etmek için yeni politikalar uyguladı.)
  4. John has been working in trade for over a decade. (John, on yılı aşkın süredir ticarette çalışıyor.)
  5. The two countries signed a trade agreement to boost their economies. (İki ülke, ekonomilerini güçlendirmek için bir ticaret anlaşması imzaladılar.)
  6. The trade deficit is causing concern for the government. (Ticaret açığı, hükümet için endişe kaynağı oluşturuyor.)
  7. The company’s trade negotiations with China are ongoing. (Şirketin Çin’le olan ticaret müzakereleri devam ediyor.)
  8. The international trade fair will be held next month. (Uluslararası ticaret fuarı gelecek ay düzenlenecek.)
  9. The government has imposed new trade restrictions on certain goods. (Hükümet, belirli mallar üzerinde yeni ticaret kısıtlamaları getirdi.)
  10. The company’s trade with neighboring countries has been affected by the recent political unrest. (Şirketin komşu ülkelerle olan ticareti, son zamanlardaki siyasi çalkantıdan etkilendi.)
  11. The trade between the two countries has been booming in recent years. (İki ülke arasındaki ticaret son yıllarda hızla artıyor.)
  12. The company has diversified its trades to include new markets. (Şirket, yeni pazarları da içerecek şekilde ticaretlerini çeşitlendirdi.)
  13. The trade in agricultural products is important for many developing countries. (Tarım ürünleri ticareti, birçok gelişmekte olan ülke için önemlidir.)
  14. The company’s trade with European countries has been affected by Brexit. (

Şirketin Avrupa ülkeleriyle olan ticareti, Brexit’ten etkilendi.)
15. The government is working to improve trade relations with its neighboring countries. (Hükümet, komşu ülkelerle olan ticari ilişkileri geliştirmek için çalışıyor.)

  1. The company’s trade with the United States has been a major source of revenue. (Şirketin ABD ile olan ticareti, önemli bir gelir kaynağı olmuştur.)
  2. The two countries have agreed to increase trade in the technology sector. (İki ülke, teknoloji sektöründeki ticareti artırmayı kabul ettiler.)
  3. The trade agreement between the two countries has been in effect for five years. (İki ülke arasındaki ticaret anlaşması beş yıldır yürürlükte.)
  4. The company’s trade with Japan has been growing steadily. (Şirketin Japonya ile olan ticareti istikrarlı bir şekilde büyüyor.)
  5. The government is considering lifting trade sanctions on certain countries. (Hükümet, belirli ülkelere yönelik ticaret yaptırımlarını kaldırmayı düşünüyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.