Top İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Top İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Top İle İlgili Cümleler

Top, Türkçe’de “üst” veya “top” gibi anlamlara gelir. İngilizce’de ise “top” kelimesi birçok farklı anlamda kullanılabilir. İşte, top kelimesinin farklı anlamlarına örnek cümleler:

1. I put the books on top of the table. (Kitapları masanın üstüne koydum.)
2. The company is at the top of its game. (Şirket en üst seviyede.)
3. She’s always at the top of her class. (Sınıfında her zaman en başarılı öğrenci.)
4. The ball landed on top of the roof. (Top çatının üstüne düştü.)
5. The mountain top was covered in snow. (Dağın zirvesi karla kaplıydı.)
6. The athlete jumped over the high jump bar at the top of his game. (Sporcu, yüksek atlama çubuğunu en üst seviyede atladı.)
7. The CEO is at the top of the corporate ladder. (CEO, kurumsal merdivenin en üstünde.)
8. The cat is sleeping on top of the bed. (Kedi yatağın üstünde uyuyor.)
9. The movie is at the top of the box office. (Film, gişede en çok hasılat yapanlardan biri.)
10. The plane flew over the top of the clouds. (Uçak, bulutların üstünden uçtu.)
11. The ice cream sundae was topped with whipped cream. (Dondurma kupasının üstüne çırpılmış krema konuldu.)
12. The tree’s top branches were swaying in the wind. (Ağacın üstündeki dallar rüzgarda sallanıyordu.)
13. The car’s top speed is 120 mph. (Aracın maksimum hızı 120 mil/saat.)
14. The mountain climber reached the top of the peak. (Dağcı zirveye ulaştı.)
15. The top priority is to finish the project on time. (En öncelikli konu projeyi zamanında bitirmek.)
16. The music video is at the top of the charts. (Müzik videosu, listelerin en üstünde.)
17. The cake was topped with fresh strawberries. (Kek taze çileklerle süslendi.)
18. The rocket soared to the top of the atmosphere. (Roket atmosferin üstüne fırlatıldı.)
19. The CEO’s office is on the top floor of the building. (CEO’nun ofisi binanın en üst katında.)
20. The amusement park ride takes you to the top of a tower and drops you. (Lunaparktaki oyun, sizi bir kuleye çıkarıp bırakır.)

21. The team is currently at the top of the league standings. (Takım şu anda lig sıralamasının en üstünde.)
22. The vase fell off the top of the shelf and shattered. (Vazo raftan düştü ve paramparça oldu.)
23. The mountain top provided a stunning view of the valley below. (Dağın zirvesi aşağıdaki vadinin harika bir manzarasını sundu.)
24. The top bunk is usually preferred by kids. (Üst ranza genellikle çocuklar tarafından tercih edilir.)
25. The top of the hour is when the news broadcast begins. (Saat başı haber yayını başladığında.)
26. The pizza was topped with pepperoni and mushrooms. (Pizzanın üstüne sucuk ve mantar konuldu.)
27. The fashion designer is at the top of her field. (Moda tasarımcısı, alanında en üst seviyede.)
28. The water bottle spilled on top of my laptop. (Su şişesi laptopumun üstüne döküldü.)
29. The cherry tree is in full bloom from top to bottom. (Kiraz ağacı baştan aşağıya tamamen çiçek açmış durumda.)
30. The top of the Eiffel Tower offers a panoramic view of Paris. (Eyfel Kulesi’nin üstü, Paris’in panoramik bir manzarasını sunuyor.)