Tooth İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Tooth (Diş)
Tooth, insanların ve bazı hayvanların çiğneme işlevini gerçekleştiren, sert ve küçük kemik yapılardır.
- I have a toothache. (Dişim ağrıyor.)
- She has a beautiful smile with white teeth. (Beyaz dişleri ile güzel bir gülümsemesi var.)
- The dentist pulled out my wisdom tooth. (Diş hekimi bilgeliğim dişimi çekti.)
- I brushed my teeth this morning. (Bu sabah dişlerimi fırçaladım.)
- I need to get a cavity filled in my tooth. (Dişimdeki çürüğü doldurtmam gerekiyor.)
- I accidentally bit my tongue while eating. (Yemek yerken dilime yanlışlıkla dişimle bastım.)
- The dentist recommended that I get braces to straighten my teeth. (Diş hekimim dişlerimi düzeltmek için diş teli takmamı önerdi.)
- My tooth fell out when I was eating an apple. (Elma yediğim sırada dişim düştü.)
- I have sensitive teeth so I can’t eat ice cream. (Dişlerim hassas olduğu için dondurma yiyemiyorum.)
- My wisdom teeth are growing in and it hurts. (Bilgeliğim dişim çıkıyor ve acıyor.)
- The dentist gave me a filling for my cavity. (Diş hekimim bana dişimdeki çürük için dolgu yaptı.)
- I need to get a tooth pulled out because it’s infected. (Enfekte olduğu için bir dişimi çektirmem gerekiyor.)
- My toothbrush is blue and white. (Diş fırçam mavi ve beyaz renkli.)
- I accidentally swallowed my tooth while eating. (Yemek yerken yanlışlıkla dişimi yuttum.)
- The dentist gave me a toothbrush and toothpaste after my cleaning. (Diş hekimim temizliğimden sonra bana diş fırçası ve diş macunu verdi.)
- I have a gap between my two front teeth. (İki ön dişim arasında bir boşluk var.)
- I need to get a root canal for my infected tooth. (Enfekte dişim için kök kanalı yaptırmam gerekiyor.)
- My tooth hurts whenever I eat something cold. (Soğuk bir şey yediğimde dişim acıyor.)
- I chipped my tooth when I fell down. (Düşerken dişimi çatlattım.)
- The dentist gave me a numbing shot before filling my cavity. (Diş hekimim dolgu yapmadan önce bana uyuşturucu iğne yaptı.)
- I have to wear a mouthguard at night to protect my teeth from grinding. (Dişlerimi gıcırdatmaktan korumak için gece ağız koruyucu takmalıyım.)
- I have a loose tooth, so I can’t eat anything hard. (Sallanan bir dişim var, bu yüzden sert bir şey yiyemiyorum.)
- I accidentally bit my lip while brushing my teeth. (Dişlerimi fırçalarken yanlışlıkla dudağıma bastım.)
- My dentist told me to floss every day to keep my teeth healthy. (Diş hekimim dişlerimi sağlıklı tutmak için her gün ip kullanmamı söyledi.)
- I got a tooth implant to replace my missing tooth. (Eksik dişimi yerine koymak için diş implantı yaptırdım.)
- My dog lost a tooth while playing with a ball. (Köpeğim top oynarken bir dişini kaybetti.)
- I have to get my teeth cleaned every six months. (Dişlerimi altı ayda bir temizletmem gerekiyor.)
- I have a cavity in one of my molars. (Bir azı dişimde çürük var.)
- My wisdom teeth are impacted, so I have to get them removed. (Bilgeliğim dişlerim etkilendiği için onları çektirmem gerekiyor.)
- My dentist gave me a prescription for painkillers for my toothache. (Diş ağrım için diş hekimim bana ağrı kesici reçete yazdı.)
Diş (Tooth) ile ilgili deyimler:
- Get your teeth into something (Bir şeye sıkı sıkıya sarılmak): I’m going to get my teeth into this project and make it a success. (Bu projeye sıkı sıkıya sarılacağım ve başarılı olacağım.)
- By the skin of your teeth (Bir çırpıda, zor da olsa): I passed the exam by the skin of my teeth. (Sınava bir çırpıda geçtim, zor da olsa.)
- Cut your teeth (Tecrübe kazanmak): I cut my teeth as a writer by working for a small newspaper. (Küçük bir gazetede çalışarak yazarlıkta tecrübe kazandım.)
- Bite your tongue (Dilini ısırarak susmak): I had to bite my tongue when my boss said something offensive. (Patronum ofansif bir şey söylediğinde dilimi ısırmak zorunda kaldım.)
- Tooth and nail (Diş ve tırnakla, sonuna kadar): She fought tooth and nail to get the promotion she deserved. (Hak ettiği terfiyi almak için sonuna kadar savaştı.)
Hemen Yorum Yaz