Tingle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Tingle İle İlgili Cümleler
Tingle, Türkçe dilinde karıncalanma, uyuşma, kelebekler hissi gibi duyusal hisler için kullanılan bir terimdir.
- After sitting cross-legged for a while, I felt a tingle in my foot. (Ayakta karıncalanma hissettim.)
- The thought of skydiving gave me a tingle of excitement. (Yamaç paraşütü yapmak düşüncesi beni heyecanlandırdı.)
- The sound of his voice sent a tingle down my spine. (Onun sesi, omurgamda bir ürperti yarattı.)
- As I applied the mint lotion to my skin, I felt a cool tingle. (Nane losyonunu cildime uygularken, serin bir uyuşma hissettim.)
- The spicy food gave me a tingle in my mouth. (Baharatlı yemek, ağzımda bir acıma hissi verdi.)
- When he touched my arm, I felt a warm tingle. (Koluma dokunduğunda, sıcak bir kelebekler hissi hissettim.)
- The thought of public speaking gave me a tingle of anxiety. (Halka açık konuşma yapmak düşüncesi beni endişelendirdi.)
- I felt a tingle of pride as I received my diploma. (Diplomamı aldığımda gurur dolu bir uyuşma hissettim.)
- The icy wind gave me a tingle in my nose. (Buzlu rüzgar, burnumda bir uyuşma hissi verdi.)
- The anticipation of seeing my loved one gave me a tingle of happiness. (Sevdiğim kişiyi göreceğim düşüncesi, mutlulukla dolu bir kelebekler hissi verdi.)
- I felt a tingle in my fingers after holding the cold drink for too long. (Soğuk içeceği çok uzun süre tuttuktan sonra, parmaklarımda bir uyuşma hissettim.)
- The thrill of riding a rollercoaster gave me a tingle of excitement. (Lunaparkta korku trenine binmek heyecan dolu bir uyuşma hissi verdi.)
- The sweet smell of the flowers gave me a tingle in my nose. (Çiçeklerin tatlı kokusu, burnumda bir uyuşma hissi verdi.)
- The thought of bungee jumping gave me a tingle of fear. (Bungee jumping yapmak düşüncesi beni korkutucu bir uyuşma hissi verdi.)
- As the cold water hit my skin, I felt a tingle all over my body. (Soğuk su cildime temas ettiğinde, tüm vücudumda bir uyuşma hissettim.)
- The feeling of sand between my toes gave me a tingle of pleasure. (Ayak parmaklarımdaki kum hissi, keyif dolu bir uyuşma hissi verdi.)
- The thought of trying a new cuisine gave me a tingle of curiosity. (Yeni bir yemek denemek düşüncesi ben
i merak dolu bir uyuşma hissi verdi.)
18. The sight of the sunset gave me a tingle of awe. (Güneşin batışı manzarası, hayranlık dolu bir uyuşma hissi verdi.)
- The thought of reuniting with old friends gave me a tingle of nostalgia. (Eski arkadaşlarımla yeniden bir araya gelme düşüncesi, nostalji dolu bir kelebekler hissi verdi.)
- The sensation of a gentle massage gave me a tingle of relaxation. (Nazik bir masajın hissiyatı, rahatlama dolu bir uyuşma hissi verdi.)
Hemen Yorum Yaz