Tinge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tinge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tinge Nedir?


Tinge, bir şeyin renk veya tonunda hafif bir nüans veya küçük bir miktar değişiklik anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The sky has a tinge of pink in the evening. (Gökyüzü akşamın kızıllığı ile hafif bir ton farklılığına sahip.)
  2. Her voice had a tinge of sadness. (Sesi hafif bir üzüntü tonuna sahipti.)
  3. The flowers have a tinge of purple in their petals. (Çiçeklerin yapraklarında hafif bir mor ton var.)
  4. He added a tinge of blue to the painting to make it more lively. (Resme daha canlı bir hava katmak için mavi bir ton ekledi.)
  5. There was a tinge of jealousy in her voice. (Sesinde hafif bir kıskançlık hissedildi.)
  6. The water has a tinge of green due to algae. (Suda yosun nedeniyle hafif bir yeşil ton var.)
  7. The room had a tinge of musty smell. (Odadaki hafif nemli koku var.)
  8. The sky had a tinge of orange at sunrise. (Güneş doğarken gökyüzü hafif turuncu bir ton aldı.)
  9. The soup had a tinge of spiciness. (Çorba hafif acı bir tat aldı.)
  10. The painting had a tinge of surrealism. (Resimde hafif bir gerçeküstücülük vardı.)
  11. The dress has a tinge of yellow in its fabric. (Elbisenin kumaşında hafif bir sarı ton var.)
  12. There was a tinge of disappointment in his eyes. (Gözlerinde hafif bir hayal kırıklığı hissedildi.)
  13. The trees had a tinge of red in their leaves in autumn. (Sonbaharda ağaçların yapraklarında hafif bir kırmızı ton var.)
  14. The conversation had a tinge of awkwardness. (Sohbet hafif bir garip hissiyat taşıdı.)
  15. His speech had a tinge of humor. (Konuşması hafif bir espri içeriyordu.)
  16. The cake had a tinge of vanilla flavor. (Kek hafif bir vanilya aroması içeriyordu.)
  17. The photo had a tinge of nostalgia. (Fotoğrafta hafif bir nostaljik hava vardı.)
  18. The sunset had a tinge of purple and pink. (Günbatımı hafif mor ve pembe tonları taşıyordu.)
  19. The music had a tinge of sadness. (Müzikte hafif bir hüzün hissedildi.)
  20. The coffee had a tinge of bitterness. (Kahve hafif bir acılık taşıyordu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Gökyüzü akşamın kızıllığı ile hafif bir ton farklılığına sahip.
  2. Sesi hafif bir üzüntü tonuna sahipti.
  3. Çiçeklerin yapraklarında hafif bir mor ton var.
  4. Resme daha canlı bir hava katmak için mavi bir ton ekledi.
  5. Sesinde hafif bir kıskançlık hissedildi.
  6. Suda yosun nedeniyle hafif bir yeşil ton var.
  7. Odadaki hafif nemli koku var.
  8. Güneş doğarken gökyüzü hafif turuncu bir ton aldı.
  9. Çorba hafif acı bir tat aldı.
  10. Resimde hafif bir gerçeküstücülük vardı.
  11. Elbisenin kumaşında hafif bir sarı ton var.
  12. Gözlerinde hafif bir hayal kırıklığı hissedildi.
  13. Sonbaharda ağaçların yapraklarında hafif bir kırmızı ton var.
  14. Sohbet hafif bir garip hissiyat taşıdı.
  15. Konuşması hafif bir espri içeriyordu.
  16. Kek hafif bir vanilya aroması içeriyordu.
  17. Fotoğrafta hafif bir nostaljik hava vardı.
  18. Günbatımı hafif mor ve pembe tonları taşıyordu.
  19. Müzikte hafif bir hüzün hissedildi.
  20. Kahve hafif bir acılık taşıyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.