Till İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Till İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: -e kadar, -e dek anlamına gelir.
- I waited till midnight to make a wish. (Gece yarısına kadar dilek tuttum.)
- We have till the end of the month to complete the project. (Proje tamamlamak için ay sonuna kadar zamanımız var.)
- She saved money till she could afford the car. (Arabayı alabilecek kadar para biriktirdi.)
- They worked hard till they finished the task. (Görevi tamamlayana kadar sıkı çalıştılar.)
- You can borrow the book till next Monday. (Kitabı gelecek pazartesiye kadar ödünç alabilirsin.)
- He didn’t stop running till he reached the finish line. (Bitiş çizgisine varana kadar koşmaya devam etmedi.)
- We were dancing till the music stopped. (Müzik kesilene kadar dans ediyorduk.)
- She held her breath till the end of the movie. (Film bitene kadar nefesini tuttu.)
- He studied till late at night. (Gece geç saatlere kadar çalıştı.)
- We can stay here till the rain stops. (Yağmur durana kadar burada kalabiliriz.)
- They talked till the sun came up. (Güneş doğana kadar konuştular.)
- You should wait till the traffic clears. (Trafik açılana kadar beklemelisin.)
- She can’t eat till she takes her medicine. (İlacını alana kadar yiyemez.)
- He didn’t stop playing till he won the game. (Oyunu kazanana kadar oynamaya devam etmedi.)
- They kept hiking till they reached the summit. (Zirveye varana kadar yürümeye devam ettiler.)
- We have to work hard till we achieve our goals. (Hedeflerimize ulaşana kadar sıkı çalışmalıyız.)
- The store is open till 9 pm. (Mağaza 9’a kadar açık.)
- She waited till the last minute to buy the ticket. (Bileti almak için son dakikaya kadar bekledi.)
- He couldn’t relax till he finished all his tasks. (Tüm görevlerini bitirene kadar rahatlayamadı.)
- They traveled till they found the perfect spot for camping. (Kamp yapmak için mükemmel bir yeri bulana kadar seyahat ettiler.)
- We walked till we reached the beach. (Plaja varana kadar yürüdük.)
- He drove till he ran out of gas. (Benzin bitene kadar arabayı kullandı.)
- The children played till it got dark outside. (Dışarısı karardığına kadar çocuklar oynadılar.)
- We can’t leave till the storm passes. (Fırtına geçene kadar ayrılamayız.)
- She worked on her painting till she was satisfied with it. (Tablosundan memnun kalana kadar çalıştı.)
- They waited in line till it was their turn. (Sıra kendilerine gelene kadar beklediler.)
- He practiced his speech till he could recite it without looking. (Konuşmasını bakmadan tekrar edebilecek kadar çalıştı.)
- We danced till our feet hurt. (Ayaklarımız ağrıyana kadar dans ettik.)
- She read the book till she fell asleep. (Kitabı okuyup uyuyana kadar okudu.)
- They sang till their voices became hoarse. (Sesleri boğuklaşana kadar şarkı söylediler.)
Hemen Yorum Yaz