Thwart İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thwart İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thwart Nedir?

Thwart, İngilizce bir fiil olup, bir planı, bir girişimi veya bir kişinin niyetini engellemek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The police were able to thwart the bank robbery.
(Türkçe: Polis, banka soygununu engelleyebildi.)
2. The heavy rain thwarted our plans to go on a picnic.
(Türkçe: Şiddetli yağmur pikniğe gitme planlarımızı engelledi.)
3. The company’s efforts to expand their business were thwarted by the pandemic.
(Türkçe: Şirketin işini genişletme çabaları pandemi tarafından engellendi.)
4. The security measures in place were able to thwart the terrorist attack.
(Türkçe: Alınan güvenlik önlemleri terörist saldırıyı engelleyebildi.)
5. The candidate’s hopes of winning the election were thwarted by the scandal.
(Türkçe: Adayın seçimi kazanma umutları skandal tarafından engellendi.)
6. The goalie was able to thwart the opposing team’s attempts to score.
(Türkçe: Kaleci, rakip takımın gol atmaya çalışmalarını engelleyebildi.)
7. The bad weather thwarted our plans to go hiking.
(Türkçe: Kötü hava, yürüyüşe gitme planlarımızı engelledi.)
8. The company’s new product launch was thwarted by a manufacturing error.
(Türkçe: Şirketin yeni ürün lansmanı bir üretim hatası tarafından engellendi.)
9. The spy was able to thwart the enemy’s plans to launch a surprise attack.
(Türkçe: Casus, düşmanın sürpriz bir saldırı başlatma planlarını engelleyebildi.)
10. The teacher’s efforts to prevent cheating were able to thwart the students’ attempts.
(Türkçe: Öğretmenin kopya çekmeyi önleme çabaları, öğrencilerin girişimlerini engelleyebildi.)
11. The hurricane thwarted the rescue efforts.
(Türkçe: Kasırga kurtarma çabalarını engelledi.)
12. The security guard thwarted the thief’s attempt to steal the painting.
(Türkçe: Güvenlik görevlisi, hırsızın tabloyu çalmaya çalışma girişimini engelledi.)
13. The opposition party’s efforts to block the new legislation were thwarted by the ruling party.
(Türkçe: Yeni yasayı engelleme çabaları, iktidar partisi tarafından engellendi.)
14. The brave soldier thwarted the enemy’s attack.
(Türkçe: Cesur asker, düşmanın saldırısını engelledi.)
15. The bad traffic thwarted our plans to arrive on time.
(Türkçe: Kötü trafik,

planlarımızı zamanında varmamızı engelledi.)
16. The new security measures were put in place to thwart potential cyberattacks.
(Türkçe: Potansiyel siber saldırıları engellemek için yeni güvenlik önlemleri alındı.)

17. The detective was able to thwart the criminal’s plans to escape.
    (Türkçe: Dedektif, suçlunun kaçma planlarını engelleyebildi.)
18. The strict rules thwarted the students’ attempts to cheat on the exam.
    (Türkçe: Sıkı kurallar, öğrencilerin sınavda kopya çekme girişimlerini engelledi.)
19. The unexpected turn of events thwarted our plans for the weekend.
    (Türkçe: Beklenmedik olaylar, hafta sonu planlarımızı engelledi.)
20. The player’s skillful defense thwarted the opponent’s attempts to score a goal.
    (Türkçe: Oyuncunun yetenekli savunması, rakibin gol atmaya çalışmalarını engelledi.)