Thorny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thorny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

THORNY

Thorny, İngilizce bir kelimedir ve Türkçe anlamı “dikenli”dir. Thorny kelimesi sıklıkla mecazi anlamda da kullanılır ve “zorlu”, “problemli” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The path was covered with thorny bushes. (Yol, dikenli çalılarla kaplıydı.)
  2. The thorny issue of immigration policy divides the country. (Göçmenlik politikasının zorlu sorunu ülkeyi böler.)
  3. The project faced thorny challenges from the beginning. (Proje başından itibaren zorlu zorluklarla karşılaştı.)
  4. She has a thorny personality and is difficult to get along with. (Onun dikenli bir kişiliği var ve anlaşması zor.)
  5. The negotiations hit a thorny patch when the topic of money came up. (Müzakereler para konusu ortaya çıktığında zorlu bir duruma girdi.)
  6. The thorny bushes made it difficult to access the lake. (Dikenli çalılar göle erişimi zorlaştırdı.)
  7. The thorny problem of climate change requires global cooperation. (İklim değişikliğinin zorlu sorunu küresel işbirliği gerektiriyor.)
  8. The thorny issue of abortion rights continues to be debated in many countries. (Kürtaj haklarıyla ilgili zorlu sorun birçok ülkede tartışılmaya devam ediyor.)
  9. The team faced thorny challenges during the project, but they managed to overcome them. (Takım proje sırasında zorlu zorluklarla karşı karşıya kaldı ama onları aştılar.)
  10. The thorny topic of race relations is still a major issue in many countries. (Irk ilişkileriyle ilgili zorlu konu hala birçok ülkede önemli bir sorun.)
  11. The path through the forest was thorny and full of obstacles. (Ormanın içinden geçen yol dikenli ve engellerle doluydu.)
  12. The negotiations hit a thorny issue when they couldn’t agree on the terms. (Müzakereler şartlar konusunda anlaşamadıklarında zorlu bir sorunla karşılaştı.)
  13. The thorny problem of poverty requires a comprehensive solution. (Fakirlikle ilgili zorlu sorun kapsamlı bir çözüm gerektiriyor.)
  14. The thorny issue of gun control is a polarizing topic in many countries. (Silah kontrolüyle ilgili zorlu sorun birçok ülkede kutuplaştırıcı bir konu.)
  15. The project faced thorny obstacles at every turn. (Proje her adımda zorlu engellerle karşı karşıya kaldı.)
  16. The thorny personality of the boss made it difficult to work with him. (Patronun dikenli kişiliği onunla çalışmayı zorlaştırdı.)
  17. The thorny issue of healthcare reform is a hotly debated topic. (Sağlık reformu

konusu zorlu bir şekilde tartışılan bir konudur.)
18. The thorny path to success is never easy, but it is worth it. (Başarıya giden dikenli yol kolay değil, ama buna değer.)

  1. The thorny issue of climate change requires immediate action. (İklim değişikliğiyle ilgili zorlu sorun hemen harekete geçmeyi gerektiriyor.)
  2. The thorny challenges of entrepreneurship can be overcome with determination and hard work. (Girişimcilikteki zorlu zorluklar kararlılık ve çalışkanlıkla aşılabilir.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve koyu renkli yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.