Thinker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thinker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thinker

Türkçe Anlamı: Düşünür, fikir adamı

Örnek Cümleler:

  1. As a thinker, he was always challenging conventional wisdom. (Düşünür olarak, o her zaman geleneksel düşünceleri sorguluyordu.)
  2. She was known as a brilliant thinker in the field of philosophy. (O, felsefe alanında parlak bir düşünür olarak tanınıyordu.)
  3. The conference was attended by some of the greatest thinkers of our time. (Konferansa zamanımızın en büyük düşünürlerinden bazıları katıldı.)
  4. He is a deep thinker who often spends hours lost in thought. (O, sık sık saatlerce düşüncelere dalarak derin bir düşünürdür.)
  5. The company hired a team of thinkers to come up with new ideas. (Şirket, yeni fikirler bulmak için bir düşünür ekibi tuttu.)
  6. She was a prolific thinker, producing dozens of books over her lifetime. (O, ömrü boyunca onlarca kitap üreten üretken bir düşünürdü.)
  7. His reputation as a thinker was widely recognized in academic circles. (O, akademik çevrelerde düşünür olarak geniş çapta tanınıyordu.)
  8. He is not only a thinker but also a man of action. (O, sadece bir düşünür değil, aynı zamanda bir eylem adamıdır.)
  9. The philosopher was known for his insightful and thought-provoking ideas. (Felsefeci, derinlemesine ve düşündürücü fikirleriyle tanınıyordu.)
  10. Her reputation as a leading thinker in the field of economics was well-deserved. (O, ekonomi alanında önde gelen bir düşünür olarak hak ettiği üne sahipti.)
  11. The company sought the advice of several thinkers before making a major decision. (Şirket, önemli bir karar vermeden önce birkaç düşünürün tavsiyesini aradı.)
  12. The thinker’s ideas have had a profound impact on modern philosophy. (Düşünürün fikirleri, modern felsefe üzerinde derin bir etkiye sahipti.)
  13. He was considered a radical thinker for his time, challenging the status quo. (O, döneminde statükonun sorgulayan radikal bir düşünür olarak kabul edildi.)
  14. The young prodigy was already showing signs of being a great thinker. (Genç deha, harika bir düşünür olma işaretleri gösteriyordu.)
  15. His ideas were considered controversial by many thinkers in his field. (Fikirleri, alanındaki birçok düşünür tarafından tartışmalı olarak kabul edildi.)
  16. The thinker’s legacy continues to influence generations of philosophers. (Düşünürün mirası, kuşaklar boyunca filozofları etkilemeye devam ediyor.)
  17. The novelist was also a deep thinker who often explored complex philosophical ideas in his work. (Roman yazarı, eserlerinde sık sık

karmaşık felsefi fikirleri keşfeden bir derin düşünürdü.)
18. Her contributions as a thinker in the field of psychology were groundbreaking. (Psikoloji alanındaki düşünür olarak yaptığı katkılar çığır açıcıydı.)

  1. The thinker’s ideas sparked a lively debate among scholars in the field. (Düşünürün fikirleri, alanındaki bilim adamları arasında canlı bir tartışma başlattı.)
  2. The philosopher’s work as a thinker and writer left a lasting impression on the world of philosophy. (Felsefeci olarak düşünür ve yazar olarak yaptığı çalışmalar, felsefe dünyasında kalıcı bir iz bıraktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.