Thaw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thaw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Thaw Nedir?

Thaw, erime veya çözülme anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:

  1. The snow is starting to thaw as the temperature rises. (Sıcaklık yükseldikçe kar erimeye başlıyor.)
  2. We had to wait for the meat to thaw before cooking it. (Etin pişirmeden önce çözülmesi için beklememiz gerekti.)
  3. The river has finally thawed after a long, cold winter. (Uzun ve soğuk bir kıştan sonra nehir nihayet eridi.)
  4. He left the frozen food on the counter to thaw. (Dondurulmuş yiyeceği çözülmesi için tezgaha bıraktı.)
  5. The thawing of the permafrost is causing significant changes in the Arctic. (Sürekli donmuş toprağın çözülmesi, Kuzey Kutbu’nda önemli değişikliklere neden oluyor.)
  6. The ice sculptures began to thaw in the warm sunlight. (Sıcak güneş ışığı altında buz heykelleri erimeye başladı.)
  7. The political tension between the two countries began to thaw after a diplomatic visit. (İki ülke arasındaki siyasi gerilim, bir diplomatik ziyaretten sonra çözülmeye başladı.)
  8. The frozen lake was beginning to thaw, making it dangerous to walk on. (Dondurulmuş göl erimeye başlamıştı, üzerinde yürümek tehlikeli hale geliyordu.)
  9. The doctor suggested applying heat to help the injury thaw. (Doktor, yaralanmanın çözülmesine yardımcı olmak için ısı uygulamanın önerdi.)
  10. The company’s relations with its competitors began to thaw after a successful collaboration. (Şirketin rakipleriyle ilişkileri, başarılı bir işbirliğinden sonra çözülmeye başladı.)
  11. The icy road was starting to thaw, causing slippery conditions for drivers. (Buzlu yol çözülmeye başladı, sürücüler için kaygan koşullara neden oluyordu.)
  12. The tensions between the two neighbors began to thaw after a conversation over coffee. (İki komşu arasındaki gerginlik, kahve üzerine yapılan bir konuşmadan sonra çözülmeye başladı.)
  13. The sun was shining brightly, causing the snow to quickly thaw. (Güneş parlak bir şekilde parlıyordu, karın hızlıca erimesine neden oldu.)
  14. The frozen pipes had to be thawed before the water could flow again. (Su akışı yeniden başlayabilmesi için donmuş borular çözülmek zorunda kaldı.)
  15. The thawing of the Arctic ice caps is causing rising sea levels around the world. (Kuzey Kutbu buzullarının erimesi, dünya genelinde deniz seviyelerinin yükselmesine neden oluyor.)
  16. The political climate in the country began to thaw after a peaceful election. (
  1. The frozen vegetables needed to be thawed before being cooked. (Pişirmeden önce donmuş sebzelerin çözülmesi gerekiyordu.)
  2. The relationship between the two former friends began to thaw after they had a heart-to-heart conversation. (İki eski arkadaş arasındaki ilişki, içten bir konuşmadan sonra çözülmeye başladı.)
  3. The ice on the windshield of the car started to thaw after the engine had been running for a few minutes. (Arabanın rüzgarlığındaki buz, motor birkaç dakika çalıştıktan sonra çözülmeye başladı.)
  4. The thaw in tensions between the two political parties led to a successful compromise. (İki siyasi partinin arasındaki gerginliğin çözülmesi, başarılı bir uzlaşmaya yol açtı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Sıcaklık yükseldikçe kar erimeye başlıyor.
  2. Etin pişirmeden önce çözülmesi için beklememiz gerekti.
  3. Uzun ve soğuk bir kıştan sonra nehir nihayet eridi.
  4. Dondurulmuş yiyeceği çözülmesi için tezgaha bıraktı.
  5. Sürekli donmuş toprağın çözülmesi, Kuzey Kutbu’nda önemli değişikliklere neden oluyor.
  6. Sıcak güneş ışığı altında buz heykelleri erimeye başladı.
  7. İki ülke arasındaki siyasi gerilim, bir diplomatik ziyaretten sonra çözülmeye başladı.
  8. Dondurulmuş göl erimeye başlamıştı, üzerinde yürümek tehlikeli hale geliyordu.
  9. Yaralanmanın çözülmesine yardımcı olmak için ısı uygulamanın önerildi.
  10. Şirketin rakipleriyle ilişkileri, başarılı bir işbirliğinden sonra çözülmeye başladı.
  11. Buzlu yol çözülmeye başladı, sürücüler için kaygan koşullara neden oluyordu.
  12. İki komşu arasındaki gerginlik, kahve üzerine yapılan bir konuşmadan sonra çözülmeye başladı.
  13. Güneş parlak bir şekilde parlıyordu, karın hızlıca erimesine neden oldu.
  14. Su akışı yeniden başlayabilmesi için donmuş borular çözülmek zorunda kaldı.
  15. Kuzey Kutbu buzullarının erimesi, dünya genelinde deniz seviyelerinin yükselmesine neden oluyor.
  16. Ülke içindeki siyasi iklim, barışçıl bir seçimin ardından çözülmeye başladı.
  17. Pişirmeden önce donmuş sebzelerin çözülmesi gerekiyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.