Menace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Menace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Menace (Tehlike)

Menace, bir tehlike veya tehdit anlamına gelir. Bu kelime genellikle olumsuz durumlara atıfta bulunmak için kullanılır. İşte Menace kelimesinin örnek cümleleri:

1. The dark clouds in the sky are a menace to our picnic plans. (Karanlık bulutlar, piknik planlarımıza bir tehdit oluşturuyor.)
2. The stray dog was a menace to the children playing in the park. (Parkta oynayan çocuklar için sokak köpeği bir tehlike teşkil etti.)
3. Speeding cars on the street can be a menace to pedestrians. (Sokakta hızlı arabalar, yaya geçitlerinde bir tehdit oluşturabilir.)
4. The spread of COVID-19 has become a menace to the global population. (COVID-19’un yayılması, dünya nüfusuna bir tehdit haline geldi.)
5. The reckless driver was a menace on the highway. (Dikkatsiz sürücü, otoyolda bir tehdit oluşturdu.)
6. The terrorist group is a menace to national security. (Terör örgütü, ulusal güvenliğe bir tehdit oluşturuyor.)
7. The pollution in the river is a menace to aquatic life. (Nehirdeki kirlilik, sucul yaşama bir tehdit oluşturuyor.)
8. The constant noise from the construction site is a menace to the residents. (İnşaat alanından sürekli gelen gürültü, yerleşimciler için bir tehdit oluşturuyor.)
9. Cyberbullying is a menace to teenagers’ mental health. (Sanal zorbalık, gençlerin zihinsel sağlığı için bir tehdit oluşturuyor.)
10. The overuse of pesticides is a menace to the environment. (Böcek ilaçlarının aşırı kullanımı, çevre için bir tehdit oluşturuyor.)
11. The rising crime rate is a menace to public safety. (Artan suç oranı, halk güvenliği için bir tehdit oluşturuyor.)
12. The invasive species are a menace to the native flora and fauna. (Yabancı türler, yerli flora ve fauna için bir tehdit oluşturuyor.)
13. The heavy snowfall is a menace to drivers on the roads. (Yoğun kar yağışı, yollardaki sürücüler için bir tehdit oluşturuyor.)
14. The addiction to drugs is a menace to individual health and society as a whole. (Uyuşturucu bağımlılığı, bireysel sağlık ve toplum sağlığı için bir tehdit oluşturuyor.)
15. The sharp edges of the broken glass are a menace to bare feet. (Kırık camın keskin kenarları, çıplak ayaklar için bir tehlike oluşturuyor.)
16. The forest fire is a menace to the wildlife habitat. (Orman yangını, vahşi yaşam habitatı için bir tehdit oluşturuyor.)
17. The rising sea levels

17. The rising sea levels are a menace to coastal communities. (Yükselen deniz seviyeleri, kıyı toplulukları için bir tehdit oluşturuyor.)
18. The corruption in the government is a menace to democracy. (Hükümetteki yolsuzluk, demokrasi için bir tehdit oluşturuyor.)
19. The aggressive behavior of the dog is a menace to the neighbors. (Köpeğin saldırgan davranışları, komşular için bir tehdit oluşturuyor.)
20. The lack of access to education is a menace to a child’s future. (Eğitimden yoksunluk, bir çocuğun geleceği için bir tehdit oluşturuyor.)

Overall, the word “menace” implies a significant level of danger or threat to something or someone. It can refer to physical or abstract dangers, such as environmental hazards, public safety concerns, or mental health issues.