Tear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tear İle İlgili Cümleler

Anlam: Gözyaşı, yırtmak

Örnek Cümleler:

  1. She shed a tear when she heard the news. (O, haberleri duyunca gözyaşı döktü.)
  2. The baby’s tearful cries broke my heart. (Bebek ağlayarak kalbimi kırdı.)
  3. I accidentally tore my shirt on a nail. (Kazara gömleğimi bir çivide yırttım.)
  4. Tears of joy streamed down her face as she held her newborn. (Yeni doğan bebeğini tutarken yüzünden mutluluk gözyaşları aktı.)
  5. The actor’s emotional performance brought tears to the audience’s eyes. (Aktörün duygusal performansı seyircilerin gözlerinde yaşarmaya neden oldu.)
  6. She wiped away her tears and tried to smile. (Gözyaşlarını sildi ve gülümsemeye çalıştı.)
  7. The wind was so strong that it tore the flag. (Rüzgar o kadar güçlüydü ki bayrağı yırttı.)
  8. I need to tear this page out of the notebook. (Bu sayfayı defterden çıkarmam gerekiyor.)
  9. The angry customer tore into the salesperson for the poor service. (Öfkeli müşteri, kötü hizmet için satış elemanına yüklendi.)
  10. She felt a tear in her muscle after exercising too much. (Çok fazla egzersiz yaptıktan sonra kasında bir yırtık hissetti.)
  11. Tears welled up in her eyes as she read the sad story. (Üzücü hikayeyi okurken gözlerinde yaşlar birikti.)
  12. I accidentally tore the wrapping paper while trying to open the gift. (Hediyeyi açmaya çalışırken kağıdı yanlışlıkla yırttım.)
  13. She couldn’t hold back her tears when she saw her childhood home. (Çocukluk evini görünce gözyaşlarını tutamadı.)
  14. The movie’s tragic ending left many viewers in tears. (Filmin trajik sonu, birçok izleyiciyi gözyaşlarına boğdu.)
  15. The loud thunderclap made me tear up in surprise. (Yüksek şimşek sesi beni şaşırtarak gözlerimi yaşarttı.)
  16. He tore apart the letter in anger. (Mektubu öfkeyle parçaladı.)
  17. She ripped her dress while dancing vigorously. (Hızlıca dans ederken elbisesini yırttı.)
  18. The emotional reunion brought tears to everyone’s eyes. (Duygusal buluşma herkesin gözlerini yaşarttı.)
  19. The surgeon had to tear through the muscle to reach the damaged organ. (Cerrah, hasarlı organa ulaşmak için kası yırtmak zorunda kaldı.)
  20. The sight of the beautiful sunset made her tearful. (Güzel günbatımı manzarası onu gözyaşlarına boğdu.)
  1. The actor couldn’t help but tear up during his emotional acceptance speech. (Aktör, duygusal kabul konuşması sırasında göz yaşlarına engel olamadı.)
  2. She had tears in her eyes as she said goodbye to her best friend. (En iyi arkadaşına veda ederken gözlerinde yaşlar vardı.)
  3. The dog tore apart the pillow while playing with it. (Köpek, onunla oynarken yastığı parçalara ayırdı.)
  4. The little girl’s tears were quickly dried when her mother gave her a hug. (Küçük kızın gözyaşları, annesi ona sarıldığında hızlıca kurudu.)
  5. The storm tore down several trees in the neighborhood. (Fırtına mahallede birkaç ağacı devirdi.)
  6. The tear in the seam of her shirt was easily fixed with a needle and thread. (Gömleğindeki dikişteki yırtık, iğne ve iplikle kolayca tamir edildi.)
  7. The teacher was moved to tears by the thoughtful gift from her students. (Öğretmen, öğrencilerinin düşünceli hediyesinden duygusal olarak etkilendi.)
  8. He felt a tear in his eye when he saw his long-lost childhood friend. (Kaybolmuş çocukluk arkadaşını gördüğünde gözünde bir yaş hissetti.)
  9. The paper tore easily because it was so thin. (Kağıt, o kadar ince olduğu için kolayca yırtıldı.)
  10. The sad movie made her tear up multiple times. (Üzücü film, onun birden çok kez göz yaşlarına boğulmasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.