Take Turn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Take Turn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Turn İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Sıra, dönüş, çevirmek.

1. It’s your turn to speak. (Söz sana geçti.)
2. He turned his head towards me. (Başını bana çevirdi.)
3. It’s my turn to cook tonight. (Bu gece benim sıram yemek yapmak.)
4. She turned the key in the lock. (Kilitte anahtarı çevirdi.)
5. It’s your turn to take out the trash. (Çöpleri senin götürmen gerekiyor.)
6. The earth turns on its axis. (Dünya kendi ekseni etrafında döner.)
7. She turned the page of the book. (Kitabın sayfasını çevirdi.)
8. It’s your turn to answer the phone. (Telefonu sen açmalısın.)
9. He turned the car around and headed back. (Arabayı çevirip geri döndü.)
10. It’s my turn to choose the movie tonight. (Bu gece film seçme sırası bende.)
11. The leaves are beginning to turn yellow. (Yapraklar sararmaya başladı.)
12. I’ll turn the music down. (Müziği kısacağım.)
13. It’s your turn to pick up the kids from school. (Okuldan çocukları sen almaya gideceksin.)
14. She turned the conversation to a different topic. (Konuşmayı başka bir konuya çevirdi.)
15. He turned the corner and disappeared from sight. (Köşeyi döndü ve gözden kayboldu.)
16. It’s my turn to do the laundry. (Çamaşır yıkama sırası bende.)
17. The company is hoping to turn a profit this year. (Şirket bu yıl kâr etmeyi umuyor.)
18. The road turns sharply to the left up ahead. (Yol önümüzde sert bir şekilde sola dönüyor.)
19. It’s your turn to water the plants. (Bitkileri sen sulayacaksın.)
20. She turned the vase upside down to empty it. (Vazoyu ters çevirip boşalttı.)

21. It’s your turn to choose where we go for dinner. (Akşam yemeği için nereye gideceğimizi sen seçmelisin.)
22. He turned to me for help. (Yardımım için bana döndü.)
23. The situation took a turn for the worse. (Durum daha da kötüleşti.)
24. She turned the project in on time. (Projesini zamanında teslim etti.)
25. It’s my turn to drive on the way back. (Dönüşte ben araba kullanacağım.)
26. The company is looking to turn things around after a difficult year. (Zor bir yılın ardından şirket işleri düzeltmeye çalışıyor.)
27. He turned the flashlight on and looked around the room. (Feneri açıp odaya baktı.)
28. It’s your turn to make the bed this morning. (Sabah yatağı sen düzeltmelisin.)
29. She turned to her friends for support. (Destek için arkadaşlarına döndü.)
30. The weather is starting to turn colder. (Hava soğumaya başlıyor.)