Take Forward İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Take Forward İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Forward Nedir?


Forward, İngilizce bir kelime olup “ileri” veya “ileriye doğru” anlamlarına gelir. Aynı zamanda bir fiil olarak kullanıldığında “ilerletmek”, “ileriye taşımak” gibi anlamlar taşır.

Örnek Cümleler:


1. We need to move forward with our plans for the new project. (Yeni proje için planlarımızı ilerletmemiz gerekiyor.)
2. The car was moving forward slowly due to the heavy traffic. (Araç, yoğun trafik nedeniyle yavaşça ileriye doğru hareket ediyordu.)
3. The football player passed the ball forward to his teammate. (Futbolcu topu takım arkadaşına doğru ileriye doğru pasladı.)
4. The company is looking forward to launching its new product next month. (Şirket, gelecek ay yeni ürününü piyasaya sürmek için sabırsızlanıyor.)
5. We should always move forward and never give up. (Her zaman ileriye doğru ilerlemeli ve asla pes etmemeliyiz.)
6. The team needs to come up with a plan to move forward after their recent defeat. (Takım, son yenilgilerinden sonra ileriye doğru hareket etmek için bir plan yapmalı.)
7. The athlete sprinted forward towards the finish line. (Sporcu, bitiş çizgisine doğru hızla ilerledi.)
8. The teacher encouraged her students to look forward and not dwell on past mistakes. (Öğretmen, öğrencilerini ileriye bakmaya teşvik etti ve geçmiş hatalara takılıp kalmamalarını söyledi.)
9. The organization is working hard to move forward with their mission to end poverty. (Organizasyon, yoksulluğu sona erdirmek için misyonlarıyla ileriye doğru çalışıyor.)
10. The company’s CEO is always looking forward and planning for the future. (Şirketin CEO’su her zaman ileriye bakıyor ve gelecek için plan yapıyor.)
11. The committee decided to move forward with the new policy proposal. (Komite, yeni politika önerisiyle ileriye doğru hareket etmeye karar verdi.)
12. The plane flew forward towards its destination. (Uçak, hedefine doğru ileriye uçtu.)
13. The project manager needs to come up with a plan to move the project forward. (Proje yöneticisi, projeyi ileriye doğru hareket ettirmek için bir plan yapmalı.)
14. The boxer threw a punch forward towards his opponent. (Boksör, rakibine doğru yumruk attı.)
15. The singer is looking forward to performing her new song for her fans. (Şarkıcı, hayranlarına yeni şarkısını söylemek için sabırsızlanıyor.)
16. The business owner is always looking for ways to move his company forward. (İşletme sahibi, şirketini ileriye doğru taşımak için her zaman yollar arıyor.)
17. The students are excited to move forward with their science project. (Öğrenciler, bil

im projesiyle ileriye doğru hareket etmek için heyecanlılar.)
18. The hikers continued to move forward despite the difficult terrain. (Yürüyüşçüler, zorlu araziye rağmen ileriye doğru hareket etmeye devam ettiler.)

  1. The business presentation focused on moving the company forward in terms of technology. (İş sunumu, şirketi teknoloji açısından ileriye doğru taşımaya odaklandı.)
  2. The team captain encouraged his teammates to keep moving forward and not give up. (Takım kaptanı, takım arkadaşlarını ileriye doğru ilerlemeye devam etmeleri ve pes etmemeleri konusunda teşvik etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.