Take Arms İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Take Arms İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Take Arms

Take Arms, Türkçe anlamıyla “silaha sarılmak” demektir. Bu ifade genellikle bir mücadeleye veya savaşa katılmak için hazır olmak anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The soldiers were instructed to take arms and be ready to fight. (Askerler silahları alıp savaşa hazır olmaları için talimat aldılar.)
  2. We cannot simply sit back and watch; we must take arms against injustice. (Sadece oturup izleyemeyiz; adaletsizliğe karşı silaha sarılmalıyız.)
  3. The rebels took arms against the government and launched an all-out assault. (İsyanlar hükümete karşı silaha sarıldı ve tam bir saldırı başlattılar.)
  4. When the enemy attacked, the villagers had no choice but to take arms and defend themselves. (Düşman saldırdığında, köylüler başka seçenekleri olmadığı için silaha sarıldılar ve kendilerini savundular.)
  5. The militia took arms to protect the town from the invading army. (Millet silahlanarak, kasabayı işgal eden orduya karşı koruma altına aldı.)
  6. In times of war, it is essential for the country’s citizens to take arms and defend their homeland. (Savaş zamanlarında, ülkenin vatandaşlarının silaha sarılıp topraklarını savunmaları hayati önem taşır.)
  7. The resistance fighters took arms and launched a surprise attack on the enemy camp. (Direnişçiler silaha sarıldı ve düşman kampına sürpriz bir saldırı düzenledi.)
  8. When the bandits attacked the village, the men took arms to protect their families. (Haydutlar köye saldırdığında, erkekler ailelerini korumak için silaha sarıldılar.)
  9. The soldiers took arms and charged into battle, ready to face whatever lay ahead. (Askerler silaha sarıldı ve önlerinde ne olduğunu bilerek savaşa girdiler.)
  10. The rebels took arms and began their march towards the capital city. (İsyanlar silaha sarıldı ve başkent şehre doğru yürümeye başladılar.)
  11. The villagers took arms and formed a militia to defend themselves against the marauding bandits. (Köylüler silaha sarıldı ve yağmacı haydutlara karşı kendilerini korumak için bir milis oluşturdular.)
  12. The warriors took arms and set out on their quest to defeat the dragon. (Savaşçılar silaha sarıldı ve ejderhayı yenmek için yolculuğa çıktılar.)
  13. The rebel forces took arms and captured the government buildings, effectively taking control of the city. (İsyan güçleri silaha sarıldı ve hükümet binalarını ele geçirerek şehir üzerinde kontrolü ele geçirdi.)
  14. The soldiers took arms and set up a defensive perimeter around the town. (Askerler silaha sarıldı ve kasaba etrafında savun

ma hattı oluşturmak için harekete geçtiler.)
15. The freedom fighters took arms and fought against the oppressive regime. (Özgürlük savaşçıları silaha sarıldı ve baskıcı rejime karşı savaştılar.)

  1. The rebels took arms and launched a guerrilla war against the occupying army. (İsyanlar silaha sarıldı ve işgalci orduya karşı gerilla savaşı başlattılar.)
  2. When the zombie apocalypse broke out, the survivors had to take arms to defend themselves against the undead. (Zombi kıyameti patlak verdiğinde, hayatta kalanlar ölümsüz varlıklara karşı kendilerini savunmak için silaha sarılmak zorunda kaldılar.)
  3. The knight took arms and rode towards the castle to rescue the princess from the evil wizard. (Şövalye silaha sarıldı ve kötü büyücüden prensesi kurtarmak için kaleye doğru yol aldı.)
  4. The rebels took arms and established their own independent state. (İsyanlar silaha sarıldı ve kendi bağımsız devletlerini kurdu.)
  5. The revolutionaries took arms and overthrew the tyrannical dictator, freeing the country from oppression. (Devrimciler silaha sarıldı ve zorba diktatörü devirerek ülkeyi baskıdan kurtardılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.