Swoon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Swoon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Swoon Nedir?

Swoon, bir kişinin hayranlık veya coşku hissettiği bir durumu ifade eder. Bu kelime aynı zamanda “baygınlık” veya “bayılma” anlamlarına da gelir.

Örnek Cümleler:

1. I swooned when I saw my favorite celebrity in person. (En sevdiğim ünlüyü gördüğümde bayıldım.)
2. She swooned after the doctor gave her the bad news. (Doktor kötü haberi verince bayıldı.)
3. The sight of the beautiful sunset made me swoon. (Güzel günbatımı manzarası beni hayran bıraktı.)
4. He was so charming that I nearly swooned. (O kadar çekiciydi ki neredeyse bayıldım.)
5. The heat was so intense that she felt like swooning. (Sıcaklık o kadar yoğundu ki bayılacakmış gibi hissetti.)
6. She swooned into his arms when he proposed to her. (Ona evlenme teklif ettiğinde kollarına bayıldı.)
7. The romantic movie made her swoon with emotion. (Romantik film onu duygularına kapılmakta hayran bıraktı.)
8. I swoon every time I see a cute puppy. (Sevimli bir yavru köpek gördüğümde her zaman bayılırım.)
9. The delicious food made her swoon with pleasure. (Lezzetli yemek onu zevkten dört köşe yaptı.)
10. The crowd swooned when the rock star came on stage. (Rock yıldızı sahneye çıkınca kalabalık hayranlıkla bayıldı.)
11. The strong smell of the flowers made her swoon. (Çiçeklerin yoğun kokusu onu baygınlık geçirtti.)
12. He swooned with delight when he received the award. (Ödülü aldığında sevinçten bayıldı.)
13. She swooned at the sight of blood. (Kandan nefret ettiği için kan görünce baygınlık geçirdi.)
14. The music was so beautiful that she felt like swooning. (Müzik o kadar güzeldi ki bayılacakmış gibi hissetti.)
15. The handsome actor made the audience swoon with his performance. (Yakışıklı aktör performansıyla izleyicileri hayran bıraktı.)
16. She swooned when she heard the shocking news. (Şok edici haberleri duyunca bayıldı.)
17. The excitement of the roller coaster ride made her swoon. (Roller coaster’ın heyecanı onu bayılttı.)
18. The intense emotion in his voice made her swoon. (Sesindeki yoğun duygu onu hayran bıraktı.)
19. The beauty of the artwork made her swoon with admiration. (Sanat eserinin güzelliği onu hayran bıraktı.)
20. He swooned when he saw the amazing view from the mountaintop. (Dağın zirvesinden muhteşem manzarayı görünce bayıld

Türkçe Karşılıkları ile Örnek Cümleler:

1. En sevdiğim ünlüyü gördüğümde bayıldım.
   (I swooned when I saw my favorite celebrity in person.)

2. Doktor kötü haberi verince bayıldı.
   (She swooned after the doctor gave her the bad news.)

3. Güzel günbatımı manzarası beni hayran bıraktı.
   (The sight of the beautiful sunset made me swoon.)

4. O kadar çekiciydi ki neredeyse bayıldım.
   (He was so charming that I nearly swooned.)

5. Sıcaklık o kadar yoğundu ki bayılacakmış gibi hissetti.
   (The heat was so intense that she felt like swooning.)

6. Ona evlenme teklif ettiğinde kollarına bayıldı.
   (She swooned into his arms when he proposed to her.)

7. Romantik film onu duygularına kapılmakta hayran bıraktı.
   (The romantic movie made her swoon with emotion.)

8. Sevimli bir yavru köpek gördüğümde her zaman bayılırım.
   (I swoon every time I see a cute puppy.)

9. Lezzetli yemek onu zevkten dört köşe yaptı.
   (The delicious food made her swoon with pleasure.)

10. Rock yıldızı sahneye çıkınca kalabalık hayranlıkla bayıldı.
    (The crowd swooned when the rock star came on stage.)

11. Çiçeklerin yoğun kokusu onu baygınlık geçirtti.
    (The strong smell of the flowers made her swoon.)

12. Ödülü aldığında sevinçten bayıldı.
    (He swooned with delight when he received the award.)

13. Kandan nefret ettiği için kan görünce baygınlık geçirdi.
    (She swooned at the sight of blood.)

14. Müzik o kadar güzeldi ki bayılacakmış gibi hissetti.
    (The music was so beautiful that she felt like swooning.)

15. Yakışıklı aktör performansıyla izleyicileri hayran bıraktı.
    (The handsome actor made the audience swoon with his performance.)

16. Şok edici haberleri duyunca bayıldı.
    (She swooned when she heard the shocking news.)

17. Roller coaster’ın heyecanı onu bayılttı.
    (The excitement of the roller coaster ride made her swoon.)

18. Sesindeki yoğun duygu onu hayran bıraktı.
    (The intense emotion in his voice made her swoon.)

19. Sanat eserinin güzelliği onu hayran bıraktı.
    (The beauty of the artwork made her swoon with admiration.)

20. Dağın zirvesinden muhteşem manzarayı görünce bayıldı.
    (He swooned when he saw the amazing view from the mountaintop.)