Sweet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sweet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sweet İle İlgili Cümleler

Sweet, Türkçe karşılığı tatlı olan bir sıfat olarak kullanılır. Ayrıca, sevimli veya hoş anlamlarına da gelir.

Örnek cümleler:

1. I have a sweet tooth, I love eating desserts. (Ben tatlıya düşkünüm, tatlı yemekten hoşlanırım.)
2. She has a sweet voice, it’s so soothing. (O, hoş bir ses tonuna sahip, rahatlatıcı.)
3. My grandmother makes the best sweet bread in town. (Büyükannem şehirdeki en iyi tatlı ekmeği yapar.)
4. The sweet aroma of fresh baked cookies filled the room. (Taze pişmiş kurabiyelerin tatlı kokusu odayı doldurdu.)
5. He gave me a sweet smile, and my heart melted. (Bana tatlı bir gülümseme verdi, kalbim eridi.)
6. The sweet sound of the birds chirping woke me up. (Kuşların cıvıltısının tatlı sesi beni uyandırdı.)
7. I love the sweet fragrance of roses. (Güllerin tatlı kokusunu severim.)
8. She has a sweet personality, everyone loves her. (O, tatlı bir kişiliğe sahip, herkes onu seviyor.)
9. The sweet taste of the ripe strawberries is amazing. (Olgun çileklerin tatlı tadı harika.)
10. The baby looks so sweet in that cute outfit. (Bebek, o tatlı kıyafette öyle sevimli görünüyor.)
11. She gave me a sweet hug, and it made my day. (Bana tatlı bir sarılma verdi, ve günümü aydınlattı.)
12. I love the sweet and sour flavor of Chinese food. (Çin yemeklerinin tatlı ve ekşi tadını severim.)
13. The sweet melody of the piano filled the concert hall. (Piyano’nun tatlı melodisi konser salonunu doldurdu.)
14. He has a sweet smile on his face, I think he likes me. (Yüzünde tatlı bir gülümseme var, sanırım beni seviyor.)
15. The sweet love story in the movie made me cry. (Filmin tatlı aşk hikayesi beni ağlattı.)
16. She gave me a sweet kiss on the cheek. (Yanağıma tatlı bir öpücük verdi.)
17. The sweet laughter of children is infectious. (Çocukların tatlı kahkahaları bulaşıcıdır.)
18. The sweet aroma of the coffee woke me up. (Kahvenin tatlı kokusu beni uyandırdı.)
19. I love the sweet and tangy taste of mango salsa. (Mango salçasının tatlı ve ekşi tadını severim.)
20. The sweet memories of our childhood always make me smile. (Çocukluğumuzun tatlı hatıraları her zaman beni güldürür.)

21. The sweet summer breeze was so refreshing. (Tatlı yaz esintisi çok ferahlatıcıydı.)
22. My grandma’s sweet hugs always make me feel better. (Büyükannemin tatlı sarılmaları her zaman daha iyi hissettirir.)
23. The sweet, creamy texture of the ice cream was heavenly. (Dondurmanın tatlı, kremsi dokusu cennet gibi idi.)
24. She has a sweet disposition and always treats others with kindness. (O, tatlı bir karaktere sahip ve her zaman diğerlerine iyilikle davranır.)
25. The sweet, gentle melody of the lullaby put the baby to sleep. (Ninninin tatlı, nazik melodisi bebek uyuttu.)
26. I have a sweet spot for romantic comedies, they always make me happy. (Romantik komediler için tatlı bir yerim var, her zaman beni mutlu ederler.)
27. The sweet scent of the flowers filled the garden. (Çiçeklerin tatlı kokusu bahçeyi doldurdu.)
28. She has a sweet sense of humor, and her jokes always make me laugh. (O, tatlı bir espri anlayışına sahip ve şakaları her zaman beni güldürür.)
29. The sweet taste of honey is perfect with a cup of tea. (Balın tatlı tadı çayla mükemmel bir uyum sağlar.)
30. The sweet, innocent smile of a child is heartwarming. (Bir çocuğun tatlı, masum gülümsemesi yüreklendiricidir.)