Suspiciously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suspiciously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suspiciously İle İlgili Cümleler

Suspiciously Türkçe anlamı olarak şüpheyle ilgili olarak kullanılan bir zarf olarak tanımlanabilir. Ayrıca, bir şeyin ya da bir kişinin şüpheli olduğunu ifade etmek için de kullanılır.

  1. He looked at her suspiciously. (O, ona şüpheyle baktı.)
  2. The police were acting suspiciously around the building. (Polisler binanın etrafında şüpheli davranışlar sergiliyordu.)
  3. The man in the corner was watching them suspiciously. (Köşede duran adam onlara şüpheyle bakıyordu.)
  4. She walked suspiciously around the room. (O, odanın etrafında şüpheli bir şekilde yürüdü.)
  5. The package was wrapped suspiciously. (Paket şüpheli bir şekilde paketlenmişti.)
  6. He behaved suspiciously when I asked him about the money. (Parayla ilgili ona soru sorduğumda şüpheli davrandı.)
  7. The employee was fired for acting suspiciously. (Çalışan, şüpheli davrandığı için işten çıkarıldı.)
  8. The man’s story sounded suspiciously similar to the one I had heard before. (Adamın hikayesi önceden duyduğum hikayeye şüpheli bir şekilde benziyordu.)
  9. The email was worded suspiciously, so I didn’t click on the link. (E-posta şüpheli bir şekilde yazılmıştı, bu yüzden linke tıklamadım.)
  10. The car was parked suspiciously close to the bank. (Araba bankaya şüpheli bir şekilde yakın park edilmişti.)
  11. She eyed the stranger suspiciously. (Yabancıya şüpheyle baktı.)
  12. The package was delivered suspiciously late. (Paket şüpheli bir şekilde geç teslim edildi.)
  13. He spoke suspiciously, as if he was hiding something. (Bir şeyleri saklıyormuş gibi şüpheli bir şekilde konuştu.)
  14. The man’s behavior at the scene was suspiciously calm. (Adamın olay yerindeki davranışı şüpheli bir şekilde sakin görünüyordu.)
  15. She handed me the money suspiciously, as if she

    was trying to hide something. (Bana parayı şüpheli bir şekilde verdi, sanki bir şeyleri saklamaya çalışıyordu.)

  16. The man’s alibi sounded suspiciously rehearsed. (Adamın alibi şüpheli bir şekilde prova edilmiş gibi görünüyordu.)
  17. The company’s financial statements looked suspiciously optimistic. (Şirketin mali tabloları şüpheli bir şekilde iyimser görünüyordu.)
  18. She avoided my questions suspiciously. (Soru sormamı şüpheli bir şekilde engelledi.)
  19. The man’s eyes darted suspiciously around the room. (Adamın gözleri şüpheli bir şekilde odada dolandı.)
  20. The woman’s sudden interest in my personal life seemed suspiciously intrusive. (Kadının aniden kişisel hayatıma ilgisi şüpheli bir şekilde müdahaleci görünüyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.