Looting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Looting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Looting Nedir?

Looting, bir çatışma, afet veya ayaklanma sırasında dükkânları, evleri veya diğer kamu veya özel mülkleri hırsızlık yaparak yağmalama eylemidir.

Örnek Cümleler:

1. Looting occurred in the city center last night after the protests turned violent. (Dün gece protestolar şiddetli hale gelince şehir merkezinde yağma oldu.)
2. The police arrested several people for looting during the hurricane. (Polis, kasırga sırasında yağma yapan birkaç kişiyi tutukladı.)
3. The store owner had to board up the windows to prevent looting during the protest. (Mağaza sahibi, protesto sırasında yağmayı önlemek için pencereleri tahtalarla kaplamak zorunda kaldı.)
4. The government promised to crack down on looting after the earthquake. (Hükümet, deprem sonrasında yağmaya karşı sert önlemler alacaklarını söz verdi.)
5. The police are investigating the looting that took place after the blackout. (Polis, elektrik kesintisi sonrasında meydana gelen yağmayı araştırıyor.)
6. The shopkeepers stayed up all night to protect their stores from looting. (Mağaza sahipleri, yağmayı önlemek için tüm gece ayakta kaldılar.)
7. The soldiers were ordered to shoot anyone caught looting during the riots. (Askerler, ayaklanmalar sırasında yağma yaparken yakalanan herkesi vurmakla emredildi.)
8. The residents of the neighborhood formed a watch group to prevent looting after the tornado. (Mahalle sakinleri, hortum sonrasında yağmayı önlemek için bir nöbetçi grup oluşturdular.)
9. The store manager was devastated when he saw the looting that took place after the concert. (Mağaza müdürü, konserden sonra meydana gelen looting during the civil unrest. (Hükümet, iç karışıklık sırasında düzeni sağlamak ve yağmayı önlemek için birlikler gönderdi.)
   11. The police warned the public to stay indoors to avoid becoming a victim of looting. (Polis, yağma kurbanı olmamak için halkı evlerinde kalmaya çağırdı.)
   12. The store owner installed security cameras to deter looting. (Mağaza sahibi, yağmayı engellemek için güvenlik kameraları taktı.)
   13. The mayor condemned the looting that occurred during the protest and promised to bring the perpetrators to justice. (Belediye başkanı, protesto sırasında meydana gelen yağmayı kınadı ve suçluları adalet önüne çıkarmayı vadetti.)
   14. The police confiscated stolen goods from those caught looting. (Polis, yağma yaparken yakalananlardan çalıntı malları ele geçirdi.)
   15. The store manager was relieved to find that his store had not been targeted in the looting that occurred during the power outage. (Mağaza müdürü, güç kesintisi sırasında meydana gelen yağmada mağazasının hedef alınmadığını öğrenince rahatladı.)
   16. The police set up barricades to prevent looting during the protests. (Polis, protestolar sırasında yağmayı önlemek için barikatlar kurdu.)
   17. The government issued a curfew to prevent looting during the natural disaster. (Hükümet, doğal afet sırasında yağmayı önlemek için sokağa çıkma yasağı ilan etti.)
   18. The shopkeepers banded together to protect their stores from looting during the riots. (Mağaza sahipleri, ayaklanmalar sırasında mağazalarını yağmadan korumak için bir araya geldiler.)
       19