Sureness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Sureness
Sureness, güven, emin olma, kesinlik anlamlarına gelmektedir.
Örnek cümleler:
- I have a sureness that I will pass the exam. (Sınavı geçeceğime eminim.)
- She spoke with sureness about her decision. (Kararından emin bir şekilde konuştu.)
- His sureness in his abilities made him successful. (Yeteneklerine olan güveni onu başarılı yaptı.)
- The coach’s sureness in his team led them to victory. (Antrenörün takımına olan güveni onları zaferle sonuçlandırdı.)
- We need to have sureness in our plan before we implement it. (Planımıza uygulamadan önce emin olmamız gerekiyor.)
- The CEO’s sureness in the company’s future was contagious. (CEO’nun şirketin geleceğine olan güveni bulaşıcıydı.)
- She showed sureness in her presentation and impressed her audience. (Sunumunda emin bir şekilde konuştu ve izleyicilerini etkiledi.)
- The sureness in his voice made it clear that he was confident in his decision. (Sesindeki eminlik, kararında kendine güvendiğini açıkça ortaya koydu.)
- I have a sureness that I will find a solution to this problem. (Bu sorunun bir çözümünü bulacağıma eminim.)
- The surgeon’s sureness during the operation put the patient at ease. (Ameliyat sırasındaki cerrahın emin olması hasta için rahatlatıcı oldu.)
- His sureness in his opinion made it difficult for others to argue with him. (Görüşünde olan eminliği, diğerlerinin onunla tartışmasını zorlaştırdı.)
- The teacher’s sureness in her instructions helped the students understand the lesson. (Öğretmenin talimatlarındaki eminlik, öğrencilerin dersi anlamasına yardımcı oldu.)
- The sureness in her smile showed that she was happy with her decision. (Gülümsemesindeki eminlik, kararından memnun olduğunu gösterdi.)
- He had a sureness in his step as he walked into the interview. (Mülakata girerken adımlarındaki eminlik, kendine güveni yansıttı.)
- The athlete’s sureness in her training regimen led her to win the race. (Sporcunun antrenman düzenindeki eminliği, yarışı kazanmasına yol açtı.)
- His sureness in his knowledge on the subject made him a great teacher. (Konu hakkındaki bilgisindeki eminlik, onu harika bir öğretmen yaptı.)
- The artist’s sureness in her brushstrokes created a beautiful painting. (Sanatçının fırça darbelerindeki eminlik, güzel bir tablo yarattı.)
- The investor’s sureness in his decision led to a profitable outcome. (Yatırımcının kararındaki eminlik, kârlı bir sonuç elde et
mesine yol açtı.)
19. The student’s sureness in her answer earned her a high grade. (Öğrencinin cevabındaki eminlik, yüksek bir not almasına neden oldu.)
- His sureness in his abilities allowed him to take on challenging tasks. (Yeteneklerine olan eminliği, zorlu görevleri üstlenmesine izin verdi.)
Hemen Yorum Yaz