Suppliant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Suppliant Nedir?
Suppliant, birine veya bir şeye yalvaran veya yakaran kişiyi veya kişiyi ifade eden bir sıfattır.
Örnek cümleler:
- I approached my boss in a suppliant manner to ask for a raise. (Maaş artışı için patronuma yalvaran bir şekilde yaklaştım.)
- The suppliant child begged his mother for a toy. (Oyuncak için annesine yalvaran çocuk.)
- The refugees made a suppliant plea for food and shelter. (Mülteciler, yiyecek ve barınak için yalvaran bir dilekte bulundular.)
- She made a suppliant request for her job back. (İşini geri istemek için yalvaran bir istek yaptı.)
- The dog looked at its owner with suppliant eyes, begging for a treat. (Köpek, sahibine şefkatli gözlerle baka baka ödül istedi.)
- The politician made a suppliant appeal for donations to fund his campaign. (Siyasetçi, kampanyasını finanse etmek için bağışlar için yalvaran bir çağrı yaptı.)
- The suppliant victim pleaded with the robber not to harm him. (Mağduriyetiyle yalvaran kurban, kendisine zarar vermemesi için soyguncuya yalvardı.)
- The homeless man made a suppliant request for a warm bed and a hot meal. (Sokakta yaşayan adam, sıcak bir yatak ve sıcak bir yemek için yalvaran bir talepte bulundu.)
- She approached her parents with a suppliant attitude, asking for their forgiveness. (Bağışlanma isteyen bir tavırla, anne-babasına yaklaştı.)
- The suppliant prisoner pleaded with the judge for a lighter sentence. (Mahkum, daha hafif bir ceza için hakime yalvardı.)
- The beggar made a suppliant request for spare change. (Müşterek değişim için yalvaran bir dilençi.)
- The suppliant student asked the teacher for an extension on her project. (Projesi için uzatma isteyen öğrenci, öğretmenine yalvardı.)
- The suppliant employee begged his boss not to fire him. (İşten çıkarmaması için patronuna yalvaran bir çalışan.)
- The suppliant customer asked for a refund for the defective product. (Arızalı ürün için iade talep eden bir müşteri.)
- The suppliant wife apologized to her husband for her mistake. (Hatası için özür dileyen bir eş.)
- The suppliant athlete asked his coach for extra training. (Ekstra antrenman için antrenörüne yalvaran bir sporcu.)
- The suppliant citizen wrote a letter to the mayor asking for better public services. (Daha iyi hizmetler için belediye başkanına mektup yazan bir vatandaş.)
- The suppliant child begged his parents for a puppy. (Köpek yavrusu isteyen çocuk, ailesine yalvardı.)
- The
suppliant patient begged the doctor for pain relief. (Ağrı kesici isteyen hasta, doktoruna yalvardı.)
20. The suppliant traveler pleaded with the airline for a flight change due to an emergency. (Acil durum nedeniyle uçuş değişikliği için havayolu şirketine yalvaran seyahatçi.)
Türkçe Karşılıklar:
- Maaş artışı için patronuma yalvaran bir şekilde yaklaştım.
- Oyuncak için annesine yalvaran çocuk.
- Mülteciler, yiyecek ve barınak için yalvaran bir dilekte bulundular.
- İşini geri istemek için yalvaran bir istek yaptı.
- Köpek, sahibine şefkatli gözlerle baka baka ödül istedi.
- Siyasetçi, kampanyasını finanse etmek için bağışlar için yalvaran bir çağrı yaptı.
- Mağduriyetiyle yalvaran kurban, kendisine zarar vermemesi için soyguncuya yalvardı.
- Sokakta yaşayan adam, sıcak bir yatak ve sıcak bir yemek için yalvaran bir talepte bulundu.
- Bağışlanma isteyen bir tavırla, anne-babasına yaklaştı.
- Mahkum, daha hafif bir ceza için hakime yalvardı.
- Müşterek değişim için yalvaran bir dilençi.
- Projesi için uzatma isteyen öğrenci, öğretmenine yalvardı.
- İşten çıkarmaması için patronuna yalvaran bir çalışan.
- Arızalı ürün için iade talep eden bir müşteri.
- Hatası için özür dileyen bir eş.
- Ekstra antrenman için antrenörüne yalvaran bir sporcu.
- Daha iyi hizmetler için belediye başkanına mektup yazan bir vatandaş.
- Köpek yavrusu isteyen çocuk, ailesine yalvardı.
- Ağrı kesici isteyen hasta, doktoruna yalvardı.
- Acil durum nedeniyle uçuş değişikliği için havayolu şirketine yalvaran seyahatçi.
Hemen Yorum Yaz