Supplemental İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supplemental İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supplemental Nedir?

Supplemental, Türkçe karşılığı ile “tamamlayıcı” anlamına gelir. Bir şeyi tamamlayan, ekleyen veya destekleyen anlamında kullanılan bir kelime olarak karşımıza çıkar.

Örnek cümleler:

1. I take a daily supplemental vitamin for extra nutrition. (Ek besin sağlamak için günlük tamamlayıcı bir vitamin alıyorum.)
2. The company offered a supplemental training program for new employees. (Şirket, yeni çalışanlar için tamamlayıcı bir eğitim programı sunuyordu.)
3. The book includes a supplemental chapter with additional information. (Kitap, ek bilgi içeren tamamlayıcı bir bölüm içerir.)
4. The athlete took a supplemental protein shake after the workout. (Sporcu, antrenmandan sonra ek protein shake aldı.)
5. The teacher provided supplemental materials for the students to review. (Öğretmen, öğrencilerin gözden geçirmesi için ek materyaller sağladı.)
6. The hospital offers supplemental therapy options for patients with chronic conditions. (Hastane, kronik hastalığı olan hastalar için tamamlayıcı terapi seçenekleri sunar.)
7. The language school offers supplemental classes for students who want to improve their speaking skills. (Dil okulu, konuşma becerilerini geliştirmek isteyen öğrenciler için tamamlayıcı dersler sunar.)
8. The company provides supplemental insurance coverage for employees. (Şirket, çalışanlar için tamamlayıcı sigorta kapsamı sağlar.)
9. The website offers supplemental resources for students studying abroad. (Web sitesi, yurt dışında okuyan öğrenciler için tamamlayıcı kaynaklar sunar.)
10. The course includes a supplemental workbook for additional practice. (Kurs, ek pratik için tamamlayıcı bir çalışma kitabı içerir.)
11. The gym provides supplemental workout equipment for members to use. (Spor salonu, üyelerin kullanması için ek egzersiz ekipmanları sağlar.)
12. The city offers supplemental funding for community events. (Şehir, toplum etkinlikleri için ek fon sağlar.)
13. The museum offers a supplemental audio tour for visitors. (Müze, ziyaretçiler için tamamlayıcı bir sesli tur sunar.)
14. The supplement provided a boost of energy for the athlete during the competition. (Ek, sporcuya yarışma sırasında enerji verdi.)
15. The college offers supplemental courses for students who want to explore additional topics. (Kolej, ek konuları keşfetmek isteyen öğrenciler için tamamlayıcı dersler sunar.)
16. The company provides supplemental income for employees who work overtime. (Şirket, fazla mesai yapan çalışanlar için ek gelir sağlar.)
17. The library offers supplemental reading materials for students studying for exams. (Kütüphane, sınavlar için çalışan öğrenciler için ek okuma materyalleri sunar.)
18. The store offers supplemental accessories for customers to purchase with their main products. (Mağaza, müşterilerin ana ürünleriyle birlikte satın alabilecekleri tamamlay

ıcı aksesuarlar sunar.)
19. The dietary supplement contains supplemental vitamins and minerals for overall health. (Besin takviyesi, genel sağlık için tamamlayıcı vitamin ve mineraller içerir.)

20. The online course includes supplemental videos for visual learners. (Çevrimiçi kurs, görsel öğrenenler için tamamlayıcı videolar içerir.)