Supple İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Supple İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Supple (Sıfat) – Esnek, bükülebilir, çevik, çevrilebilir
- Regular yoga practice can help make your body more supple. (Düzenli yoga yapmak vücudunuzu daha esnek hale getirmeye yardımcı olabilir.)
- The acrobat’s supple body allowed him to perform incredible feats. (Havlucunun esnek vücudu onun inanılmaz numaralar yapmasına izin verdi.)
- The leather was supple and easy to work with. (Deri esnek ve işlemesi kolaydı.)
- A supple mind is open to new ideas and perspectives. (Esnek bir zihin yeni fikirler ve bakış açıları için açıktır.)
- The dancer’s supple movements were mesmerizing to watch. (Dansçının esnek hareketleri izlemek için büyüleyiciydi.)
- She had supple fingers that could play the piano with ease. (Kolaylıkla piyano çalabilen esnek parmakları vardı.)
- The athlete’s supple muscles helped him avoid injury. (Sporcu esnek kasları sayesinde yaralanmalardan kaçındı.)
- The supple branches of the tree swayed in the wind. (Ağacın esnek dalları rüzgarda sallandı.)
- She did daily stretching exercises to keep her body supple. (Vücudunu esnek tutmak için günlük esneme egzersizleri yaptı.)
- The leather jacket was made from supple sheepskin. (Deri ceket esnek koyun derisinden yapılmıştı.)
- The baby’s supple skin was soft to the touch. (Bebeklerin esnek cildi dokunmaya yumuşaktı.)
- The acrobat’s supple spine allowed him to bend in impossible ways. (Havlucunun esnek omurgası ona imkansız yollarla bükülmeye izin verdi.)
- A supple approach to problem-solving can lead to more creative solutions. (Problem çözme konusunda esnek bir yaklaşım daha yaratıcı çözümlere yol açabilir.)
- The supple fabric of the dress draped elegantly over her curves. (Elbisenin esnek kumaşı kıvrımları üzerinde zarifçe asıldı.)
- The dancer’s supple body was the result of years of training. (Dansçının esnek vücudu yılların eğitimi sonucuydu.)
- The artist used a supple brush to create delicate lines in her painting. (Sanatçı, resminde ince çizgiler oluşturmak için esnek bir fırça kullandı.)
- The supple material of the backpack made it comfortable to wear all day. (Sırt çantasının esnek malzemesi tüm gün rahatça taşınmasını sağladı.)
- The gymnast’s supple body allowed her to perform gravity-defying stunts. (Jimnastikçinin esnek vü
cudu, yerçekimine meydan okuyan numaralar yapmasına izin verdi.)
19. The supple nature of the negotiation allowed both parties to reach a mutually beneficial agreement. (Pazarlıkın esnek doğası her iki tarafın da karşılıklı faydalı bir anlaşmaya varmasını sağladı.)
- The supple joints in her hands allowed her to create intricate origami sculptures. (Ellerindeki esnek eklemeler, karmaşık origami heykelleri oluşturmasına izin verdi.)
Türkçe Karşılıklar:
- Esnek
- Bükülebilir
- Çevik
- Çevrilebilir
Hemen Yorum Yaz