Supple İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supple İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supple İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supple (Sıfat) – Esnek, bükülebilir, çevik, çevrilebilir

  1. Regular yoga practice can help make your body more supple. (Düzenli yoga yapmak vücudunuzu daha esnek hale getirmeye yardımcı olabilir.)
  2. The acrobat’s supple body allowed him to perform incredible feats. (Havlucunun esnek vücudu onun inanılmaz numaralar yapmasına izin verdi.)
  3. The leather was supple and easy to work with. (Deri esnek ve işlemesi kolaydı.)
  4. A supple mind is open to new ideas and perspectives. (Esnek bir zihin yeni fikirler ve bakış açıları için açıktır.)
  5. The dancer’s supple movements were mesmerizing to watch. (Dansçının esnek hareketleri izlemek için büyüleyiciydi.)
  6. She had supple fingers that could play the piano with ease. (Kolaylıkla piyano çalabilen esnek parmakları vardı.)
  7. The athlete’s supple muscles helped him avoid injury. (Sporcu esnek kasları sayesinde yaralanmalardan kaçındı.)
  8. The supple branches of the tree swayed in the wind. (Ağacın esnek dalları rüzgarda sallandı.)
  9. She did daily stretching exercises to keep her body supple. (Vücudunu esnek tutmak için günlük esneme egzersizleri yaptı.)
  10. The leather jacket was made from supple sheepskin. (Deri ceket esnek koyun derisinden yapılmıştı.)
  11. The baby’s supple skin was soft to the touch. (Bebeklerin esnek cildi dokunmaya yumuşaktı.)
  12. The acrobat’s supple spine allowed him to bend in impossible ways. (Havlucunun esnek omurgası ona imkansız yollarla bükülmeye izin verdi.)
  13. A supple approach to problem-solving can lead to more creative solutions. (Problem çözme konusunda esnek bir yaklaşım daha yaratıcı çözümlere yol açabilir.)
  14. The supple fabric of the dress draped elegantly over her curves. (Elbisenin esnek kumaşı kıvrımları üzerinde zarifçe asıldı.)
  15. The dancer’s supple body was the result of years of training. (Dansçının esnek vücudu yılların eğitimi sonucuydu.)
  16. The artist used a supple brush to create delicate lines in her painting. (Sanatçı, resminde ince çizgiler oluşturmak için esnek bir fırça kullandı.)
  17. The supple material of the backpack made it comfortable to wear all day. (Sırt çantasının esnek malzemesi tüm gün rahatça taşınmasını sağladı.)
  18. The gymnast’s supple body allowed her to perform gravity-defying stunts. (Jimnastikçinin esnek vü

cudu, yerçekimine meydan okuyan numaralar yapmasına izin verdi.)
19. The supple nature of the negotiation allowed both parties to reach a mutually beneficial agreement. (Pazarlıkın esnek doğası her iki tarafın da karşılıklı faydalı bir anlaşmaya varmasını sağladı.)

  1. The supple joints in her hands allowed her to create intricate origami sculptures. (Ellerindeki esnek eklemeler, karmaşık origami heykelleri oluşturmasına izin verdi.)

Türkçe Karşılıklar:

  • Esnek
  • Bükülebilir
  • Çevik
  • Çevrilebilir

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.