Lift İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lift İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lift (Asansör)

Lift, bir yerden diğerine insan, eşya veya araç taşımak için kullanılan bir asansör türüdür. İşte, lift kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. The lift was out of order, so we had to take the stairs. (Asansör arızalıydı, bu yüzden merdivenleri kullanmak zorunda kaldık.)
  2. They installed a new lift in the building to make it easier for disabled people to access all floors. (Binaya engelli insanların tüm katlara erişmesini kolaylaştırmak için yeni bir asansör kurdular.)
  3. The lift operator is responsible for controlling the lift and ensuring the safety of the passengers. (Asansör operatörü, asansörü kontrol etmek ve yolcuların güvenliğini sağlamakla sorumludur.)
  4. The lift door closed on my bag and I had to pry it open to get it out. (Asansör kapısı çantama kapandı ve çıkarmak için açmaya çalıştım.)
  5. The lift descended rapidly, causing everyone inside to scream in terror. (Asansör hızla indi ve içindeki herkesin korku içinde bağırmalarına neden oldu.)
  6. The lift stopped abruptly, making me lose my balance and fall. (Asansör aniden durdu ve ben denge kaybederek düştüm.)
  7. The lift capacity is limited to ten people or 1000 pounds. (Asansör kapasitesi on kişi veya 1000 pound ile sınırlıdır.)
  8. I forgot my phone in the lift and had to go back and retrieve it. (Telefonumu asansörde unuttum ve geri gidip almak zorunda kaldım.)
  9. The lift is equipped with a CCTV camera for security purposes. (Asansör, güvenlik amaçları için bir CCTV kamerası ile donatılmıştır.)
  10. Please press the button to call the lift. (Asansörü çağırmak için lütfen düğmeye basın.)
  11. The lift indicator shows which floor the lift is currently on. (Asansör göstergesi, asansörün şu anda hangi katta olduğunu gösterir.)
  12. The lift doors opened and a group of people rushed in. (Asansör kapıları açıldı ve bir grup insan içeri koştu.)
  13. The lift moved smoothly, without any jerking or shaking. (Asansör, titreme veya sarsıntı olmadan sorunsuz bir şekilde hareket etti.)
  14. The lift was stuck between floors and we had to wait for the maintenance crew to rescue us. (Asansör katlar arasında sıkıştı ve bakım ekibinin bizi kurtarmasını beklemek zorunda kaldık.)
  15. The lift has a weight sensor that prevents it from operating if it is overloaded. (Asansör, aşırı yüklendiğinde çalışmasını engelleyen bir ağırlık sensörüne sahiptir.)
  16. We took the lift to the top of the Eiffel Tower for a breathtaking view of Paris. (Paris’in nefes kesen manzarasını görmek için

Eiffel Kulesi’nin en üst katına asansörle çıktık.)
17. The lift doors opened and revealed a luxurious penthouse apartment. (Asansör kapıları açıldı ve lüks bir çatı katı daire ortaya çıktı.)

  1. The lift stopped at every floor, causing us to be late for our meeting. (Asansör her katta durdu ve toplantımıza geç kalmamıza neden oldu.)
  2. The lift maintenance company recommended replacing the old cables for safety reasons. (Asansör bakım şirketi, güvenlik nedeniyle eski kabloların değiştirilmesini önerdi.)
  3. The lift is a common feature in modern high-rise buildings, providing convenient vertical transportation. (Asansör, modern yüksek binalarda yaygın bir özelliktir ve kullanışlı dikey ulaşım sağlar.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve kırmızı renkli olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.