Supplant By İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supplant By İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Supplant Kelimesinin Anlamı:

Supplant kelimesi İngilizce’de “birini veya bir şeyi yerine geçmek, ortadan kaldırmak” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. He supplants his co-worker to get the promotion.
• O, terfiyi almak için iş arkadaşını yerinden eder.
2. The new technology supplants the old one.
• Yeni teknoloji eski teknolojiyi ortadan kaldırır.
3. The CEO supplants the board of directors with his own choices.
• CEO, yönetim kurulunu kendi seçimleriyle yerinden eder.
4. The challenger hopes to supplant the reigning champion.
• Rakip, hüküm süren şampiyonu yerinden etmeyi umuyor.
5. The new product is expected to supplant the old one in the market.
• Yeni ürünün piyasada eski ürünü ortadan kaldırması bekleniyor.
6. He wants to supplant the current leader of the party.
• O, parti liderini yerinden etmek istiyor.
7. The company hopes to supplant its competitors in the market.
• Şirket, piyasada rakiplerini yerinden etmeyi umuyor.
8. The new brand supplants the old one in popularity.
• Yeni marka, popülerlik açısından eski markayı ortadan kaldırır.
9. The new policy supplants the old one in the company.
• Yeni politika şirkette eski politikayı ortadan kaldırır.
10. The invention supplants the traditional method of doing things.
• Keşif, şeyleri yapmanın geleneksel yöntemini ortadan kaldırır.
11. The young player supplants the veteran player in the starting lineup.
• Genç oyuncu, ilk beşte tecrübeli oyuncunun yerine geçer.
12. The rising star supplants the established actor in the movie.
• Yükselen yıldız, filmin köklü oyuncusunun yerine geçer.
13. The new technology supplants the need for human labor in some industries.
• Yeni teknoloji, bazı endüstrilerde insan gücüne olan ihtiyacı ortadan kaldırır.
14. The new model of the car supplants the previous one in terms of performance.
• Aracın yeni modeli, performans açısından önceki modelini yerinden eder.
15. The CEO is trying to supplant the existing business model.
• CEO, mevcut iş modelini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
16. The new candidate supplants the incumbent in the election.
• Yeni aday, seçimde mevcut olanın yerine geçer.
17. The new theory supplants the old one in the field of science.
• Yeni teori, bilim alanında eski teoriyi ortadan kaldırır.
18. The new drug supplants the old one in treating the disease.
• Yeni ilaç, hastalığı tedavi etme açısından eski ilacı ortadan kaldırır.
19. The new building supplants the old one in the city skyline.
• Yeni bina, şehir siluetinde eski binayı ortadan kaldırır.