Lifesaver İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lifesaver İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lifesaver nedir?

Lifesaver kelimesi, Türkçe’de “can kurtarıcı” anlamına gelir. Genellikle bir acil durumda hayat kurtarmak için kullanılan araç ve gereçleri ifade eder.

Lifesaver İle İlgili Örnek Cümleler:

  1. I was drowning in the ocean, but luckily a lifesaver rescued me.
    (Okyanusta boğuluyordum, ama şans eseri bir cankurtaran beni kurtardı.)
  2. It’s important to have a lifesaver nearby when swimming in deep waters.
    (Derin suda yüzerken yakınınızda bir cankurtaran bulundurmak önemlidir.)
  3. The coast guard used a lifesaver to rescue the stranded sailors.
    (Sahil güvenlik, mahsur kalan denizcileri kurtarmak için bir cankurtaran kullandı.)
  4. The hotel had a lifesaver on duty at the pool at all times.
    (Otel, havuzda her zaman görevde olan bir cankurtaranı vardı.)
  5. I always wear a lifesaver when kayaking to stay safe.
    (Güvende kalmak için kano yaparken her zaman cankurtaran takarım.)
  6. The fire department used a lifesaver to rescue the cat from the burning building.
    (İtfaiye, yanmakta olan binadan kediyi kurtarmak için bir cankurtaran kullandı.)
  7. Lifesavers are often used in first aid to help resuscitate people who have stopped breathing.
    (Cankurtaranlar, nefes almaktan vazgeçen insanlara yeniden can vermek için sık sık ilk yardımda kullanılır.)
  8. It’s important to check the expiration date on your lifesaver before using it.
    (Cankurtaranınızın kullanmadan önce son kullanma tarihini kontrol etmek önemlidir.)
  9. The lifeguard blew his whistle and threw the lifesaver to the struggling swimmer.
    (Can kurtaran düdüğünü çaldı ve çırpınan yüzücüye cankurtaranı attı.)
  10. The rescue team used a lifesaver to pull the hiker to safety.
    (Kurtarma ekibi, yürüyüşçüyü güvenli bir şekilde kurtarmak için bir cankurtaran kullandı.)
  11. A lifesaver is an essential piece of equipment for any boat.
    (Herhangi bir tekne için bir cankurtaran önemli bir ekipmandır.)
  12. The school organized a lifesaving course for the students to teach them how to respond in emergency situations.
    (Okul, öğrencilere acil durumlarda nasıl tepki vereceklerini öğretmek için bir cankurtarma kursu düzenledi.)
  13. The ocean is beautiful but can be dangerous, so always swim with a lifesaver nearby.
    (Okyanus güzel ama tehlikeli olabilir, bu yüzden her zaman yakınınızda bir cankurtaranla yüzün.)
  14. The

lifesaver buoy was floating in the water, ready to be used if needed.
(Cankurtaran boya suyun üstünde yüzüyor ve ihtiyaç duyulursa kullanıma hazır durumda.)
15. The lifesaver jumped into the river to save the drowning child.
(Cankurtaran, boğulan çocuğu kurtarmak için nehire atladı.)

  1. Make sure to keep a lifesaver in your car in case of emergency.
    (Acil durumlar için arabanızda bir cankurtaran bulundurduğunuzdan emin olun.)
  2. The athlete was exhausted, but the lifesaver helped him make it to shore.
    (Sporcu yorgun düşmüştü, ama cankurtaran ona kıyıya ulaşmasında yardımcı oldu.)
  3. I always pack a lifesaver in my backpack when hiking in case of an injury.
    (Yaralanmalar için yürüyüş yaparken her zaman sırt çantamda bir cankurtaran bulundururum.)
  4. The lifesaver’s quick response saved the swimmer from drowning.
    (Cankurtaranın hızlı müdahalesi, yüzücünün boğulmasını engelledi.)
  5. Lifesavers are not just for people, they can also be used to save animals in distress.
    (Cankurtaranlar sadece insanlar için değil, zor durumda olan hayvanları da kurtarmak için kullanılabilir.)

(Türkçe açıklamalar eklendi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.