Sulk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sulk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sulk İle İlgili Cümleler

Sulk, kızgınlık ya da hayal kırıklığı gibi duyguları içine atarak sessizce oturmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She is sulking because her parents didn’t let her go to the party. (O partiye gitmesine izin vermedikleri için sızlanıyor.)
  2. He sulked for hours after his team lost the game. (Takımının maçı kaybettikten sonra saatlerce sızlandı.)
  3. Don’t sulk, just tell me what’s wrong. (Sızlanma, sadece neyin yanlış olduğunu söyle.)
  4. I hate it when she sulks like this. (Böyle sızlandığında ondan nefret ediyorum.)
  5. He spent the whole day sulking in his room. (Bütün gün odasında sızlanarak geçirdi.)
  6. She’s still sulking about not getting the promotion. (Terfi alamadığı için hala sızlanıyor.)
  7. Whenever he doesn’t get his way, he sulks. (İstediğini elde edemediği zaman sızlanır.)
  8. She was in a sulk all morning after the argument. (Tartışmadan sonra sabahın tamamını sızlanarak geçirdi.)
  9. If you sulk like that, no one will want to talk to you. (Böyle sızlanırsan, kimse seninle konuşmak istemez.)
  10. He’s been sulking ever since she broke up with him. (Ondan ayrıldığından beri sızlanıyor.)
  11. She’s in a sulk because she didn’t get the gift she wanted. (İstediği hediye alamadığı için sızlanıyor.)
  12. I can’t stand it when he sulks like this. (Böyle sızlandığında dayanamıyorum.)
  13. She’s always sulking when things don’t go her way. (İşler istediği gibi gitmediğinde sürekli sızlanıyor.)
  14. He’s still sulking over the argument they had last night. (Dün geceki tartışmadan hala sızlanıyor.)
  15. Don’t sulk, it’s not going to solve anything. (Sızlanma, hiçbir şeyi çözmeyecek.)
  16. She’s been in a sulk ever since her favorite show was cancelled. (En sevdiği program ipt

lendiğinden beri sızlanıyor.)
17. He tends to sulk whenever he doesn’t get his way. (İstediğini elde edemediğinde genellikle sızlanır.)

  1. She was in a sulk for the rest of the day after her team lost the game. (Takımı maçı kaybettikten sonra günün geri kalanında sızlandı.)
  2. If you sulk all the time, people will stop wanting to be around you. (Sürekli sızlanırsan, insanlar seninle takılmak istemeyi bırakacaklar.)
  3. He’s always in a sulk when he doesn’t get his morning coffee. (Sabah kahvesini alamadığında her zaman sızlanıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.