Lessen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Lessen
Lessen kelimesi “azaltmak” anlamına gelir. Aşağıda, İngilizce cümlelerde kullanılan lessen kelimesine örnekler ve Türkçe çevirileri bulunmaktadır.
-
I need to lessen my workload to reduce my stress levels.
(Toplam iş yükümü azaltmam gerekiyor, stres seviyelerimi azaltmak için.) -
The doctor recommended that I lessen my salt intake.
(Doktor, tuz alımımı azaltmamı önerdi.) -
We need to find ways to lessen our carbon footprint.
(Karbon ayak izimizi azaltmak için yollar bulmamız gerekiyor.) -
She tried to lessen the pain by taking painkillers.
(Ağrıyı ağrı kesiciler alarak azaltmaya çalıştı.) -
The government is implementing policies to lessen income inequality.
(Hükümet, gelir eşitsizliğini azaltmak için politikalar uyguluyor.) -
The company is trying to lessen its environmental impact by using renewable energy sources.
(Şirket, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çevresel etkisini azaltmaya çalışıyor.) -
We should all try to lessen our reliance on single-use plastics.
(Hepimiz tek kullanımlık plastiklere olan bağımlılığımızı azaltmaya çalışmalıyız.) -
The teacher lessened the difficulty of the test by providing study guides.
(Öğretmen, çalışma kılavuzları sağlayarak testin zorluğunu azalttı.) -
The therapist suggested exercises to lessen the patient’s anxiety.
(Terapist, hastanın kaygısını azaltmak için egzersizler önerdi.) -
The city implemented measures to lessen traffic congestion.
(Şehir, trafik sıkışıklığını azaltmak için önlemler aldı.) -
She lessened the intensity of her workout after getting injured.
(Sakatlandıktan sonra antrenmanının yoğunluğunu azalttı.) -
The company decided to lessen the prices of its products to attract more customers.
(Şirket, daha fazla müşteri çekmek için ürünlerinin fiyatlarını düşürmeye karar verdi.) -
We need to find ways to lessen the impact of climate change.
(İklim değişikliğinin etkisini azaltmak için yollar bulmamız gerekiyor.) -
The medication lessened the severity of her symptoms.
(İlaç, semptomlarının şiddetini azalttı.) -
The company lessened its use of paper by switching to digital documents.
(Şirket, dijital belgelere geçerek kağıt kullanımını azalttı.) -
The therapist suggested meditation to lessen the patient’s stress levels.
(Terapist, hastanın stres seviyelerini azaltmak için meditasyon önerdi.) -
The government is taking steps to lessen the impact of pollution on the environment.
(Hükümet, kirliliğin çevreye etkisini azaltmak
için adımlar atıyor.)
-
The company lessened its expenses by cutting unnecessary costs.
(Şirket, gereksiz maliyetleri keserek harcamalarını azalttı.) -
The school implemented a program to lessen bullying among students.
(Okul, öğrenciler arasındaki zorbalığı azaltmak için bir program uyguladı.) -
The coach lessened the intensity of the practice session before the game.
(Koç, oyun öncesinde antrenmanın yoğunluğunu azalttı.)
Hemen Yorum Yaz