Lessen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lessen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lessen

Lessen kelimesi “azaltmak” anlamına gelir. Aşağıda, İngilizce cümlelerde kullanılan lessen kelimesine örnekler ve Türkçe çevirileri bulunmaktadır.

  1. I need to lessen my workload to reduce my stress levels.
    (Toplam iş yükümü azaltmam gerekiyor, stres seviyelerimi azaltmak için.)

  2. The doctor recommended that I lessen my salt intake.
    (Doktor, tuz alımımı azaltmamı önerdi.)

  3. We need to find ways to lessen our carbon footprint.
    (Karbon ayak izimizi azaltmak için yollar bulmamız gerekiyor.)

  4. She tried to lessen the pain by taking painkillers.
    (Ağrıyı ağrı kesiciler alarak azaltmaya çalıştı.)

  5. The government is implementing policies to lessen income inequality.
    (Hükümet, gelir eşitsizliğini azaltmak için politikalar uyguluyor.)

  6. The company is trying to lessen its environmental impact by using renewable energy sources.
    (Şirket, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çevresel etkisini azaltmaya çalışıyor.)

  7. We should all try to lessen our reliance on single-use plastics.
    (Hepimiz tek kullanımlık plastiklere olan bağımlılığımızı azaltmaya çalışmalıyız.)

  8. The teacher lessened the difficulty of the test by providing study guides.
    (Öğretmen, çalışma kılavuzları sağlayarak testin zorluğunu azalttı.)

  9. The therapist suggested exercises to lessen the patient’s anxiety.
    (Terapist, hastanın kaygısını azaltmak için egzersizler önerdi.)

  10. The city implemented measures to lessen traffic congestion.
    (Şehir, trafik sıkışıklığını azaltmak için önlemler aldı.)

  11. She lessened the intensity of her workout after getting injured.
    (Sakatlandıktan sonra antrenmanının yoğunluğunu azalttı.)

  12. The company decided to lessen the prices of its products to attract more customers.
    (Şirket, daha fazla müşteri çekmek için ürünlerinin fiyatlarını düşürmeye karar verdi.)

  13. We need to find ways to lessen the impact of climate change.
    (İklim değişikliğinin etkisini azaltmak için yollar bulmamız gerekiyor.)

  14. The medication lessened the severity of her symptoms.
    (İlaç, semptomlarının şiddetini azalttı.)

  15. The company lessened its use of paper by switching to digital documents.
    (Şirket, dijital belgelere geçerek kağıt kullanımını azalttı.)

  16. The therapist suggested meditation to lessen the patient’s stress levels.
    (Terapist, hastanın stres seviyelerini azaltmak için meditasyon önerdi.)

  17. The government is taking steps to lessen the impact of pollution on the environment.
    (Hükümet, kirliliğin çevreye etkisini azaltmak

için adımlar atıyor.)

  1. The company lessened its expenses by cutting unnecessary costs.
    (Şirket, gereksiz maliyetleri keserek harcamalarını azalttı.)

  2. The school implemented a program to lessen bullying among students.
    (Okul, öğrenciler arasındaki zorbalığı azaltmak için bir program uyguladı.)

  3. The coach lessened the intensity of the practice session before the game.
    (Koç, oyun öncesinde antrenmanın yoğunluğunu azalttı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.