Suffice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suffice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suffice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Suffice, “yeterli olmak” anlamına gelir. Aşağıda, “suffice” kelimesinin cümle içinde kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz.

  1. Suffice it to say, I won’t be attending the meeting. (Yeterli olacak şekilde, toplantıya katılmayacağım.)
  2. A little bit of water should suffice to make the dough. (Hamuru yapmak için biraz su yeterli olacaktır.)
  3. I think this information should suffice for now. (Şimdilik bu bilginin yeterli olacağını düşünüyorum.)
  4. One slice of cake will suffice, thank you. (Tek bir dilim pasta yeterli olacak, teşekkür ederim.)
  5. A small amount of fertilizer should suffice to help the plants grow. (Bitkilerin büyümesine yardımcı olmak için az miktarda gübre yeterli olacaktır.)
  6. The evidence presented should suffice to prove his guilt. (Sunulan deliller, suçluluğunu kanıtlamak için yeterli olmalı.)
  7. A simple “thank you” should suffice as a response. (Bir cevap olarak basit bir “teşekkür ederim” yeterli olmalı.)
  8. This amount of money should suffice to cover our expenses. (Giderlerimizi karşılamak için bu miktarda para yeterli olmalı.)
  9. The information provided should suffice to answer your question. (Sorunuza cevap vermek için sağlanan bilgiler yeterli olmalı.)
  10. A few hours of sleep should suffice to make me feel better. (Daha iyi hissetmek için birkaç saat uyku yeterli olacaktır.)
  11. The instructions given should suffice to complete the task. (Görevi tamamlamak için verilen talimatlar yeterli olmalı.)
  12. I think a brief explanation should suffice to clear up any confusion. (Herhangi bir karışıklığı gidermek için kısa bir açıklamanın yeterli olacağını düşünüyorum.)
  13. This small amount of money should suffice to buy lunch. (Öğle yemeği almak için bu küçük miktar para yeterli olmalı.)
  14. A single sheet of paper should suffice to write
  1. The basic equipment provided should suffice to get started. (Başlamak için sağlanan temel ekipman yeterli olmalı.)
  2. I believe a short meeting should suffice to discuss the matter. (Konuyu tartışmak için kısa bir toplantının yeterli olacağına inanıyorum.)
  3. One dose of medicine should suffice to relieve the pain. (Ağrıyı hafifletmek için tek bir doz ilacın yeterli olması gerektiğini düşünüyorum.)
  4. A brief introduction should suffice to get everyone acquainted. (Herkesin tanışması için kısa bir tanıtım yeterli olmalı.)
  5. I believe a single phone call should suffice to schedule the appointment. (Randevu planlamak için tek bir telefon görüşmesinin yeterli olacağına inanıyorum.)
  6. This amount of food should suffice to feed the guests. (Misafirleri beslemek için bu miktarda yiyeceğin yeterli olması gerektiğini düşünüyorum.)

Türkçe Karşılıklar:

  • Yeterli olacak şekilde
  • Yeterli olacaktır
  • Yeterli olacağını düşünüyorum
  • Yeterli olacak, teşekkür ederim
  • Yeterli olacaktır
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olacaktır
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olacağını düşünüyorum
  • Yeterli olacak, teşekkür ederim
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olmalı
  • Yeterli olacağına inanıyorum
  • Yeterli olması gerektiğini düşünüyorum
  • Yeterli olacak, teşekkür ederim
  • Yeterli olacağına inanıyorum
  • Yeterli olması gerektiğini düşünüyorum

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.