Succinct İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Succinct Nedir?
Succinct kelimesi sade ve özlü anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- Her article should be succinct and to the point. (Her makale özlü ve net olmalıdır.)
- Can you give me a succinct summary of the book? (Kitabın özlü bir özetini verebilir misin?)
- His speeches are always succinct and well-received. (Onun konuşmaları her zaman özlü ve iyi karşılanır.)
- The teacher gave a succinct explanation of the concept. (Öğretmen kavramın özlü bir açıklamasını yaptı.)
- She has a succinct writing style. (O, özlü bir yazım stiline sahiptir.)
- The instructions were succinct and easy to follow. (Talimatlar özlü ve takip etmesi kolaydı.)
- Her resume was succinct and impressive. (Özgeçmişi özlü ve etkileyiciydi.)
- His answer was succinct but accurate. (Cevabı özlü ama doğruydu.)
- The article provided a succinct overview of the topic. (Makale konunun özlü bir genel bakışını sağladı.)
- His review was succinct and informative. (İncelemesi özlü ve bilgilendiriciydi.)
- The speaker’s message was succinct and powerful. (Konuşmacının mesajı özlü ve güçlüydü.)
- The report was succinct, yet comprehensive. (Rapor özlü, ancak kapsamlıydı.)
- The instructions were written in a succinct manner. (Talimatlar özlü bir şekilde yazılmıştı.)
- The article’s title was succinct and attention-grabbing. (Makalenin başlığı özlü ve ilgi çekiciydi.)
- The author’s writing was succinct, but conveyed a lot of information. (Yazarın yazısı özlüydü, ancak birçok bilgiyi iletti.)
- The presentation was succinct and well-organized. (Sunum özlü ve iyi düzenlenmişti.)
- The article’s conclusion was succinct and left a lasting impression. (Makalenin sonucu özlü ve kalıcı bir izlenim bıraktı.)
- The report provided a succinct analysis of the data. (Rapor, verilerin özlü bir analizini sağladı.)
- His instructions were succinct and easy to follow. (Talimatları özlü ve takip etmesi kolaydı.)
- The summary was succinct, but captured the essence of the topic. (Özet özlüydü, ancak konunun özünü yakaladı.)
Devam Eden Örnek Cümleler:
- The advertisement’s message was succinct and memorable. (Reklamın mesajı özlü ve unutulmazdı.)
- His presentation was succinct, but he managed to cover all the important points. (Sunumu özlüydü, ancak tüm önemli noktaları kapsamayı başardı.)
- The CEO’s email was succinct and conveyed a sense of urgency. (CEO’nun e-postası özlüydü ve bir aciliyet duygusu iletiliyordu.)
- The poem’s beauty lay in its succinctness. (Şiirin güzelliği, özlü oluşundan kaynaklanıyordu.)
- His writing was succinct, yet poetic. (Yazısı özlüydü, ancak şiirsel bir havası vardı.)
- The memo was succinct and clear. (Memo özlü ve netti.)
- The directions were written in a succinct and easy-to-understand manner. (Yönler özlü ve anlaşılması kolay bir şekilde yazılmıştı.)
- The guide provided a succinct explanation of the process. (Rehber, sürecin özlü bir açıklamasını sağladı.)
- Her speech was succinct and left a lasting impression on the audience. (Onun konuşması özlüydü ve dinleyiciler üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.)
- The author’s use of language was succinct, yet powerful. (Yazarın dil kullanımı özlüydü, ancak güçlüydü.)
Hemen Yorum Yaz