Subtlety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subtlety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Subtlety Nedir?


Subtlety, Türkçe’de “nüans, incelik, kurnazlık” gibi anlamlara gelir. Bir konunun ya da davranışın incelikli ve zarif bir şekilde ifade edilmesi anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The subtlety of his humor was lost on most people. (Onun espri anlayışı çoğu insan tarafından anlaşılmadı.)
  2. The subtlety of the dish’s flavor was exquisite. (Yemeğin lezzetindeki incelik mükemmeldi.)
  3. The actress played the role with great subtlety. (Oyuncu rolü büyük bir nüansla oynadı.)
  4. The painter captured the subtlety of the sunset in his masterpiece. (Resimdeki ustalıkla güneş batışının inceliği yakalandı.)
  5. She used subtlety to get her point across without offending anyone. (Kimseyi incitmeden mesajını iletmek için incelik kullandı.)
  6. The writer’s use of subtlety made the plot twist all the more surprising. (Yazarın kullandığı nüans, hikayedeki sürprizi daha da şaşırtıcı hale getirdi.)
  7. The politician’s subtlety in answering questions made it difficult to know where he stood on the issues. (Sorulara cevap verirken kullanılan kurnazlık, politikacının fikirlerinin nerede olduğunu anlamayı zorlaştırdı.)
  8. The designer’s use of subtlety in the dress’s design was elegant. (Elbisenin tasarımındaki incelik, tasarımcının zarifliğini yansıttı.)
  9. The musician’s subtlety in playing the notes made the melody hauntingly beautiful. (Müzisyenin notaları çalarken kullandığı incelik, melodiyi ürkütücü bir şekilde güzelleştirdi.)
  10. The detective’s subtlety in questioning the suspect uncovered the truth. (Sorgulamadaki incelik, dedektifin gerçeği ortaya çıkarmasını sağladı.)
  11. The chef’s subtlety in seasoning the dish was masterful. (Yemeğin baharatlamasındaki incelik, şefin ustalığını gösterdi.)
  12. The poet’s use of subtlety in his writing left readers with much to ponder. (Şairin yazısındaki nüans, okuyuculara düşünecek çok şey bıraktı.)
  13. The filmmaker’s subtlety in conveying the character’s emotions made the film more powerful. (Filmmaker’in karakterin duygularını aktarmadaki inceliği, filmi daha güçlü yaptı.)
  14. The speaker’s subtlety in addressing the sensitive topic was impressive. (Hassas konuya değinirken kullanılan incelik, konuşmacının etkileyiciliğini artırdı.)
  15. The dancer’s subtlety in her movements made the performance mesmerizing. (Dansçının hareketlerindeki incelik, performansı bü

yüleyici hale getirdi.)
16. The architect’s use of subtlety in the building’s design was stunning. (Binanın tasarımındaki incelik, mimarın göz alıcı bir iş çıkarmasını sağladı.)

  1. The singer’s subtlety in her vocal control was impressive. (Şarkıcının vokal kontrolündeki incelik, etkileyiciydi.)
  2. The novelist’s use of subtlety in character development made the story more compelling. (Romanın karakter gelişimindeki nüans, hikayeyi daha çekici hale getirdi.)
  3. The poet’s subtlety in the use of imagery added depth to the poem. (Şairin imgeleri kullanmadaki inceliği, şiire derinlik kattı.)
  4. The diplomat’s subtlety in negotiating the treaty was key to its success. (Anlaşmayı müzakere ederken kullanılan kurnazlık, başarısının anahtarıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.