Stupendous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stupendous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stupendous

Stupendous, olağanüstü, şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The view from the top of the mountain was stupendous. (Dağın tepesinden manzara muhteşemdi.)
  2. She gave a stupendous performance on stage. (Sahne performansı olağanüstüydü.)
  3. The amount of money he donated to charity was stupendous. (Hayır kurumuna yaptığı bağışın miktarı şaşırtıcıydı.)
  4. The project required a stupendous amount of work. (Proje için olağanüstü bir çalışma miktarı gerekiyordu.)
  5. The athlete made a stupendous leap over the hurdle. (Sporcu engelin üzerinden olağanüstü bir sıçrama yaptı.)
  6. The museum had a stupendous collection of ancient artifacts. (Müze, antik eserlerin muhteşem bir koleksiyonuna sahipti.)
  7. The band put on a stupendous concert for their fans. (Grup hayranları için olağanüstü bir konser verdi.)
  8. The company’s profits for the year were stupendous. (Şirketin yıllık karı şaşırtıcıydı.)
  9. The chef prepared a stupendous meal for the guests. (Şef, misafirler için olağanüstü bir yemek hazırladı.)
  10. The roller coaster provided a stupendous thrill ride. (Lunaparktaki roller coaster olağanüstü bir heyecan yolculuğu sağladı.)
  11. The novelist received stupendous acclaim for her latest book. (Yazar son kitabı için olağanüstü bir övgü aldı.)
  12. The fireworks display was stupendous. (Havai fişek gösterisi muhteşemdi.)
  13. The team made a stupendous comeback in the second half. (Takım ikinci yarıda muhteşem bir geri dönüş yaptı.)
  14. The company launched a stupendous advertising campaign. (Şirket olağanüstü bir reklam kampanyası başlattı.)
  15. The athlete’s endurance was stupendous. (Sporcunun dayanıklılığı olağanüstüydü.)
  16. The art exhibit was a stupendous success. (Sanat sergisi olağ
  1. The waterfall was a stupendous sight to behold. (Şelale görülmeye değer olağanüstü bir manzaraydı.)
  2. The singer’s voice was stupendous and moved the audience to tears. (Şarkıcının sesi olağanüstüydü ve izleyicileri gözyaşlarına boğdu.)
  3. The party was a stupendous celebration of their achievement. (Parti, başarılarının olağanüstü bir kutlamasıydı.)
  4. The magician performed a stupendous trick that left the audience in awe. (Sihirbaz izleyicileri hayran bırakan olağanüstü bir numara yaptı.)

(Türkçe çeviriler sırasıyla: 1. Dağın tepesinden manzara muhteşemdi. 2. Sahne performansı olağanüstüydü. 3. Hayır kurumuna yaptığı bağışın miktarı şaşırtıcıydı. 4. Proje için olağanüstü bir çalışma miktarı gerekiyordu. 5. Sporcu engelin üzerinden olağanüstü bir sıçrama yaptı. 6. Müze, antik eserlerin muhteşem bir koleksiyonuna sahipti. 7. Grup hayranları için olağanüstü bir konser verdi. 8. Şirketin yıllık karı şaşırtıcıydı. 9. Şef, misafirler için olağanüstü bir yemek hazırladı. 10. Lunaparktaki roller coaster olağanüstü bir heyecan yolculuğu sağladı. 11. Yazar son kitabı için olağanüstü bir övgü aldı. 12. Havai fişek gösterisi muhteşemdi. 13. Takım ikinci yarıda muhteşem bir geri dönüş yaptı. 14. Şirket olağanüstü bir reklam kampanyası başlattı. 15. Sporcunun dayanıklılığı olağanüstüydü. 16. Sanat sergisi olağanüstü bir başarıydı. 17. Şelale görülmeye değer olağanüstü bir manzaraydı. 18. Şarkıcının sesi olağanüstüydü ve izleyicileri gözyaşlarına boğdu. 19. Parti, başarılarının olağanüstü bir kutlamasıydı. 20. Sihirbaz izleyicileri hayran bırakan olağanüstü bir numara yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.