Stupefied İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stupefied İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stupefied Nedir?

Stupefied, İngilizce bir sıfat olup, Türkçe karşılığı “şaşkın” veya “şok olmuş” olarak çevrilebilir. Stupefied kelimesi, bir şey karşısında hayrete düşmüş veya şaşırmış bir kişinin hissiyatını ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. I was completely stupefied when I heard the news. (Haberleri duyduğumda tamamen şok oldum.)
2. She looked stupefied when she saw the car accident. (Araba kazasını gördüğünde şaşkına dönmüş görünüyordu.)
3. His stupefied expression revealed that he had no idea what had just happened. (Şaşırmış ifadesi, ne olduğunu bilmediğini ortaya koyuyordu.)
4. The audience was left stupefied after the magician’s incredible performance. (Sihirbazın inanılmaz performansından sonra seyirciler şaşkına döndü.)
5. I was stupefied to learn that he had won the lottery. (Lotarya kazandığını öğrenince şok oldum.)
6. The students were stupefied by the complexity of the exam. (Sınavın karmaşıklığından öğrenciler şaşkına döndüler.)
7. She was stupefied by the beauty of the sunset. (Güneş batışının güzelliğinden şaşkına döndü.)
8. He stood there, stupefied and unable to move, as the bear approached. (Ayı yaklaşırken orada öylece durdu, şaşkın ve hareketsiz kaldı.)
9. The politician’s outrageous behavior left the crowd stupefied. (Politikacının şaşırtıcı davranışı, kalabalığı şaşkına çevirdi.)
10. I was stupefied when I saw the size of the mansion. (Malikanenin büyüklüğünü görünce şok oldum.)
11. The employees were stupefied when the boss announced the company’s bankruptcy. (Patron şirketin iflasını duyurunca, çalışanlar şaşkına döndü.)
12. The sudden drop in temperature left me stupefied. (Sıcaklıktaki ani düşüş beni şaşkına çevirdi.)
13. The child’s amazing talent left the judges stupefied. (Çocuğun müthiş yeteneği, hakimleri şaşkına çevirdi.)
14. She was stupefied when she realized she had lost her passport. (Pasaportunu kaybettiğini fark edince şok oldu.)
15. The news of the earthquake left the entire city stupefied. (Deprem haberleri tüm şehri şaşkına çevirdi.)
16. I was stupefied by the beauty of the landscape. (Manzaranın güzelliğinden şaşkına döndüm.)
17. His stupefied reaction to the

17. news made me wonder if he had been living under a rock. (Haberlere verdiği şaşkın tepki, onun kayadan çıkıp geldiğini düşündürdü.)
18. The unexpected turn of events left everyone stupefied. (Olayların beklenmedik gidişatı herkesi şaşkına çevirdi.)
19. The stupefied expression on his face made me wonder if he understood what I was saying. (Yüzündeki şaşkın ifade, söylediklerimi anlayıp anlamadığını sorgulamama neden oldu.)
20. The movie’s plot twist left the entire audience stupefied. (Filmin kurgusal sürprizi, bütün seyircileri şaşkına çevirdi.)