Studiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Studiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Studiously

Studiously, Türkçe karşılığıyla “özenle, dikkatle” anlamına gelir. İşte studiously kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler:

  1. She studied studiously for her upcoming exams. (Yaklaşan sınavları için özenle çalıştı.)
  2. The artist painted studiously for hours to finish his masterpiece. (Sanatçı, başyapıtını tamamlamak için saatlerce özenle resim yaptı.)
  3. The scientist examined the data studiously to find any potential errors. (Bilim adamı, olası hataları bulmak için verileri özenle inceledi.)
  4. The child studied studiously to impress his teacher. (Çocuk, öğretmenini etkilemek için özenle çalıştı.)
  5. The chef cooked the meal studiously, ensuring every detail was perfect. (Şef, her ayrıntının mükemmel olduğundan emin olarak yemekleri özenle pişirdi.)
  6. She read the novel studiously to understand every aspect of the story. (Hikayenin her yönünü anlamak için romanı özenle okudu.)
  7. The athlete trained studiously for months to prepare for the competition. (Sporcu, yarışmaya hazırlanmak için aylarca özenle antrenman yaptı.)
  8. The student listened studiously to the teacher’s instructions. (Öğrenci, öğretmenin talimatlarını özenle dinledi.)
  9. The researcher analyzed the results studiously to draw accurate conclusions. (Araştırmacı, doğru sonuçlar çıkarmak için sonuçları özenle analiz etti.)
  10. The musician practiced his instrument studiously to improve his skills. (Müzisyen, becerilerini geliştirmek için enstrümanını özenle çalıştı.)
  11. The writer wrote his book studiously, carefully choosing each word. (Yazar, her kelimeyi özenle seçerek kitabını yazdı.)
  12. The worker completed the task studiously, ensuring everything was done perfectly. (İşçi, her şeyin mükemmel olduğundan emin olarak görevini özenle tamamladı.)
  13. The student researched studiously to write an impressive essay. (Öğrenci, etkileyici bir makale yazmak için özenle araştırdı.)
  14. The lawyer reviewed the case studiously to find any weaknesses in the argument. (Avukat, argümandaki herhangi bir zayıflığı bulmak için dava dosyasını özenle inceledi.)
  15. The doctor examined the patient studiously to make an accurate diagnosis. (Doktor, doğru teşhis koymak için hastayı özenle muayene etti.)
  16. The teacher graded the papers studiously, giving each student the grade they deserved. (Öğretmen, her öğrencinin hak ettiği notu vererek özenle kağıtları notladı.)
  17. The architect designed the building studiously, paying attention to every detail. (Mimar, her ayrıntıya dikkat ederek binayı özenle tas
  1. The translator translated the text studiously, making sure to convey the meaning accurately. (Çevirmen, anlamı doğru bir şekilde iletmek için metni özenle çevirdi.)
  2. The investor studied the market studiously before making any decisions. (Yatırımcı, herhangi bir karar vermeden önce piyasayı özenle inceledi.)
  3. The teacher taught the lesson studiously, ensuring that every student understood the material. (Öğretmen, her öğrencinin konuyu anladığından emin olmak için dersi özenle öğretti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.