Stubble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stubble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stubble Nedir?

Stubble, erkeklerde sakal tıraşı sonrası ciltte kalan kısa tüylerdir. Bu tüyler genellikle 1-2 mm uzunluğundadır.

Örnek Cümleler:

1. I need to shave again, my stubble is already growing. (Tekrar traş olmam gerekiyor, bıyıklarım hızla uzuyor.)
2. He looked rugged with his beard stubble. (Sakal tüyleriyle birlikte, vahşi bir görünümü vardı.)
3. She ran her fingers over his stubble, feeling the roughness. (Ellerini onun bıyıklarının üzerinde gezdirdi ve kabalaşmayı hissetti.)
4. He has a handsome face with a slight stubble. (Hafif bir bıyıkla, yakışıklı bir yüzü var.)
5. I hate it when my stubble scratches my girlfriend’s face. (Kız arkadaşımın yüzüne bıyıklarım çarpıncaya kadar hiç sevmem.)
6. He had a five o’clock shadow, with stubble covering his chin. (Çenesini kaplayan bıyıklarla, beş çayı gölgesi vardı.)
7. I love the look of a man with a bit of stubble. (Hafif bıyık olan bir erkeğin görünümünü seviyorum.)
8. His rough stubble tickled her neck. (Kaba bıyıkları boynunu gıdıkladı.)
9. She couldn’t resist running her hands through his stubble. (Ellerini bıyıklarının üzerinden geçirmemek için kendini alamadı.)
10. He stroked his stubble thoughtfully as he pondered the problem. (Sorunu düşünürken düşünceli bir şekilde bıyıklarını okşadı.)
11. The actor had to grow his stubble for the role. (Oyuncu rol için bıyıklarını uzatmak zorunda kaldı.)
12. I prefer a clean-shaven look over a stubble. (Bıyıksız bir görünüm, bıyıktan daha çok tercih ederim.)
13. He scratched his stubble absentmindedly while he listened to the conversation. (Konuşmayı dinlerken dalgın bir şekilde bıyıklarını kaşıdı.)
14. She found his stubble sexy and irresistible. (Bıyıklarını seksi ve karşı konulmaz buldu.)
15. He trimmed his stubble to keep it neat and tidy. (Bıyıklarını düzenli ve temiz tutmak için kesti.)
16. The prickly stubble on his face made her hesitate to kiss him. (Yüzündeki sert bıyıklar, ona öpücük vermekten çekinmesine neden oldu.)
17. The roughness of his stubble gave her goosebumps. (Bıyıklarının kabalığı ona ürperti verdi.)
18. He ran his hand over his stubble, feeling the texture. (Doku hissini hissetmek için bıyıklar

ine elini gezdirdi.)
19. The barber trimmed the stubble on his customer’s face. (Berber, müşterisinin yüzündeki bıyıkları kesti.)

  1. He noticed his stubble had grown too long and decided to shave it off. (Bıyıklarının çok uzadığını fark etti ve onları tıraş etmeye karar verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.