Strongly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strongly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

STRONGLY KELİMESİ


Strongly kelimesi, güçlü veya kararlı bir şekilde anlamında kullanılan bir sıfat olarak bilinmektedir.

Örnek Cümleler:

  1. She strongly believes in equality for all. (O, tüm insanların eşitliğine kesinlikle inanıyor.)
  2. The CEO strongly advised against the merger. (CEO birleşme konusunda kesinlikle tavsiye karşı olduğunu belirtti.)
  3. The new medicine is strongly recommended by doctors. (Yeni ilaç doktorlar tarafından şiddetle tavsiye edilmektedir.)
  4. He strongly criticized the government’s policies. (O, hükümetin politikalarını şiddetle eleştirdi.)
  5. She strongly objected to the proposal. (O, teklife kesinlikle itiraz etti.)
  6. The students strongly protested against the tuition increase. (Öğrenciler, ücret artışına şiddetle itiraz ettiler.)
  7. The athlete trained strongly for the upcoming competition. (Sporcu, yaklaşan yarışma için güçlü bir şekilde antrenman yaptı.)
  8. The company strongly denied any wrongdoing. (Şirket, herhangi bir yanlışlık yapmadığını şiddetle reddetti.)
  9. He strongly recommends the book to anyone interested in history. (O, tarihle ilgilenen herkese kitabı şiddetle tavsiye ediyor.)
  10. She strongly opposes the use of animals for cosmetic testing. (O, kozmetik testleri için hayvan kullanımına kesinlikle karşıdır.)
  11. The team strongly defended their championship title. (Takım, şampiyonluk unvanlarını şiddetle savundular.)
  12. The scientist strongly believes in the potential of renewable energy. (Bilim insanı, yenilenebilir enerjinin potansiyeline kesinlikle inanıyor.)
  13. The witness testified strongly against the defendant. (Tanık, sanığa karşı kesin bir şekilde ifade verdi.)
  14. The artist’s latest work was strongly influenced by her travels. (Sanatçının son eseri, seyahatlerinden kesinlikle etkilenmişti.)
  15. He strongly defended his friend’s reputation. (O, arkadaşının itibarını kesin bir şekilde savundu.)
  16. The company strongly encourages its employees to take vacation time. (Şirket, çalışanlarının tatil yapmasını şiddetle teşvik ediyor.)
  17. She strongly believes in the power of positive thinking. (O, pozitif düşüncenin gücüne kesinlikle inanıyor.)
  18. The coach strongly emphasized the importance of teamwork. (Antrenör, takım çalışmasının önemini kesinlikle vurguladı.)
  19. The lawyer made a strongly worded argument in court. (Avukat, mahkemede kesin bir şekilde argüman sundu.)
  20. The singer’s performance was strongly praised by the critics. (Şarkıcının performansı eleştirmenler tarafından kesinlikle övüldü.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. O, tüm insanların eşitliğine kesinlikle inanıyor.
  2. CEO birleşme konusunda kesinlikle tavsiye karşı olduğunu belirtti.
  3. Yeni ilaç doktorlar tarafından şiddetle tavsiye edilmektedir.
  4. O, hükümetin politikalarını şiddetle eleştirdi.
  5. O, teklife kesinlikle itiraz etti.
  6. Öğrenciler, ücret artışına şiddetle itiraz ettiler.
  7. Sporcu, yaklaşan yarışma için güçlü bir şekilde antrenman yaptı.
  8. Şirket, herhangi bir yanlışlık yapmadığını şiddetle reddetti.
  9. O, tarihle ilgilenen herkese kitabı şiddetle tavsiye ediyor.
  10. O, kozmetik testleri için hayvan kullanımına kesinlikle karşıdır.
  11. Takım, şampiyonluk unvanlarını şiddetle savundular.
  12. Bilim insanı, yenilenebilir enerjinin potansiyeline kesinlikle inanıyor.
  13. Tanık, sanığa karşı kesin bir şekilde ifade verdi.
  14. Sanatçının son eseri, seyahatlerinden kesinlikle etkilenmişti.
  15. O, arkadaşının itibarını kesin bir şekilde savundu.
  16. Şirket, çalışanlarının tatil yapmasını şiddetle teşvik ediyor.
  17. O, pozitif düşüncenin gücüne kesinlikle inanıyor.
  18. Antrenör, takım çalışmasının önemini kesinlikle vurguladı.
  19. Avukat, mahkemede kesin bir şekilde argüman sundu.
  20. Şarkıcının performansı eleştirmenler tarafından kesinlikle övüldü.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.