Languorous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Languorous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Languorous Nedir?


Languorous kelimesi Türkçe’de “uğraşsız, keyifsiz, uyuşuk, sıngın” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:


1. The hot weather made me feel languorous. (Sıcak hava beni uyuşuk hissettirdi.)
2. The languorous cat lay in the sun all day. (Uğraşsız kedi tüm gün güneşte yattı.)
3. She spoke with a languorous tone, as if she didn’t care about anything. (Hiçbir şey umrunda değilmiş gibi uyuşuk bir tonla konuştu.)
4. His languorous attitude annoyed his boss. (Onun uğraşsız tavırları patronunu rahatsız etti.)
5. The slow and languorous melody of the music made me feel relaxed. (Müziğin yavaş ve sıngın melodisi beni rahatlattı.)
6. The cat stretched languorously and then went back to sleep. (Kedi uyuşukça gerindi ve sonra tekrar uyumaya döndü.)
7. The languorous pace of the movie made it difficult to stay awake. (Filmin uğraşsız temposu uyanık kalmayı zorlaştırdı.)
8. She lay languorously on the couch, staring at the ceiling. (Tavana bakarak uğraşsızca kanepeye uzandı.)
9. His languorous smile made her heart skip a beat. (Onun uğraşsız gülümsemesi kalbini hoplattı.)
10. The heat made him feel languorous and unproductive. (Sıcaklık onu uyuşuk ve verimsiz hissettirdi.)
11. The languorous afternoon was perfect for a nap. (Uğraşsız öğleden sonrası bir şekerleme için mükemmeldi.)
12. The languorous pace of the game made it boring to watch. (Oyunun uğraşsız temposu izlemesi sıkıcı hale getirdi.)
13. She moved languorously, as if every movement was an effort. (Her hareketi bir çaba gibi olan bir uğraşsızlıkla hareket etti.)
14. The beach was full of languorous sunbathers. (Plaj uğraşsız güneşlenenlerle doluydu.)
15. The languorous days of summer seemed to stretch on forever. (Yazın uğraşsız günleri sonsuza kadar uzanıyor gibi görünüyordu.)
16. The languorous afternoon heat made it difficult to focus. (Öğleden sonrası uğraşsız sıcaklık odaklanmayı zorlaştırdı.)
17. The sound of the waves had a languorous effect on her. (Dalgaların sesi onun üzerinde bir uğraşsızlık etkisi yaptı.)
18. His languorous movements were graceful and elegant. (Onun uğraşsız hareketleri zarif ve şık idi.)
19. The languorous mood of the party made it hard to leave. (Partinin uğraşsız havası ayrılm

amamak zorlaştırdı.)
20. The actress portrayed the character with a languorous demeanor. (Oyuncu karakteri uğraşsız bir tavırla canlandırdı.)

Yukarıdaki cümlelerde “languorous” kelimesi farklı bağlamlarda kullanılmıştır ve Türkçe karşılıklarıyla birlikte verilmiştir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.