Strictly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strictly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Strictly Nedir?

Strictly, İngilizce bir kelimedir ve sıkı, katı, kesin, tamamen gibi anlamlara gelir.

Örnek cümleler:

  1. Strictly speaking, the deadline for the project has already passed. (Katı bir anlamda, proje için son teslim tarihi geçmiş durumda.)
  2. We strictly enforce the company’s dress code. (Şirketin kıyafet kodunu kesinlikle uygularız.)
  3. He follows a strict diet and exercise routine. (O, sıkı bir diyet ve egzersiz programına uyuyor.)
  4. That school has a strict policy on bullying. (O okulda zorbalık konusunda katı bir politika uygulanır.)
  5. My parents were strict with me when I was growing up. (Ben büyürken, ailem benimle katı davrandı.)
  6. The security at the airport is strict. (Havalimanındaki güvenlik sıkı.)
  7. You need to follow the rules strictly. (Kurallara tamamen uymalısın.)
  8. The teacher strictly prohibited the use of cell phones during class. (Öğretmen ders sırasında cep telefonu kullanımını kesinlikle yasakladı.)
  9. The company has a strict policy regarding punctuality. (Şirket, zamanında gelme konusunda katı bir politikaya sahiptir.)
  10. She was strictly warned not to be late again. (Tekrar geç kalmaması kesinlikle uygunlanmıştı.)
  11. The school has a strict policy against cheating. (Okulda kopya çekmek katı bir şekilde yasaklanmıştır.)
  12. He follows a strict exercise routine every day. (Her gün kesinlikle bir egzersiz programına uyar.)
  13. The company has a strict policy on safety. (Şirket, güven

    lik konusunda sıkı bir politikaya sahiptir.)

  14. The museum has strict rules about taking photographs. (Müze fotoğraf çekme konusunda katı kurallara sahiptir.)
  15. The teacher is strict about grammar and punctuation. (Öğretmen, dilbilgisi ve noktalama işaretleri konusunda sıkı davranır.)
  16. The restaurant has a strict policy on reservations. (Restoran rezervasyon konusunda kesinlikle politikasına uyar.)
  17. The building has a strict security system. (Bina, sıkı bir güvenlik sistemine sahiptir.)
  18. The school has a strict policy on attendance. (Okul devamsızlık konusunda sıkı bir politikaya sahiptir.)
  19. The airline has strict regulations on carry-on luggage. (Havayolu şirketi, el bagajı konusunda sıkı düzenlemelere sahiptir.)
  20. She adheres strictly to her daily routine. (O, günlük rutinine tamamen uyar.)
  21. The company has a strict policy on ethical behavior. (Şirket etik davranış konusunda katı bir politikaya sahiptir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.