Stricken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stricken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stricken kelimesinin anlamı:


Stricken, İngilizce bir sıfat olarak, ciddi bir hastalık veya felaket nedeniyle etkilenmiş, acı çekmiş veya zayıflamış anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. My uncle has been stricken with cancer. (Amcam kanserden etkilenmiştir.)
  2. The city was stricken by a massive earthquake. (Şehir büyük bir depremle sarsıldı.)
  3. She was stricken with grief when she heard the news. (Haberleri duyduğunda acı içinde kaldı.)
  4. The country has been stricken by poverty for decades. (Ülke on yıllardır yoksullukla mücadele ediyor.)
  5. He was stricken with a sudden illness on his trip. (Seyahatinde ani bir hastalığa yakalandı.)
  6. The villagers were stricken with fear when they saw the approaching storm. (Köylüler yaklaşan fırtınayı görünce korkuya kapıldılar.)
  7. The family was stricken with sadness after the death of their dog. (Köpeklerinin ölümünden sonra aile üzüntüye boğuldu.)
  8. The company was stricken with financial difficulties due to mismanagement. (Yönetim hatası nedeniyle şirket mali zorluklarla karşı karşıya kaldı.)
  9. The city was stricken by a wave of crime. (Şehir bir suç dalgasıyla sarsıldı.)
  10. She was stricken with a rare disease that only a few people have. (Nadir görülen bir hastalığa yakalandı.)
  11. The country has been stricken by a series of natural disasters. (Ülke doğal afetlerin ardından sarsıldı.)
  12. The village was stricken with hunger after a drought destroyed their crops. (Kuraklık tarlalarını yok ettikten sonra köy açlıkla mücadele etti.)
  13. He was stricken with regret after he realized what he had done. (Yaptıklarını fark ettikten sonra pişman oldu.)
  14. The team was stricken with injuries before the big game. (Büyük maç öncesinde takım sakatlıklarla boğuştu.)
  15. The town was stricken with panic when the tornado hit. (Tornadonun vurduğu kasaba panikledi.)
  16. She was stricken with amazement when she saw the view from the top of the mountain. (Dağın tepesinden manzarayı görünce hayretler içinde kaldı.)
  17. The company was stricken with a scandal that ruined its reputation. (Skandal şirketin itibarını yerle bir etti.)
  18. The family was stricken with disbelief when they won the lottery. (Lotarya kazandıklarında aile inanamadı.)
  19. The city was stricken with a power outage during the storm. (Fırtına sırasında şehirde elektrik kesintisi yaşandı.)
  20. She was stricken with love at first sight. (İlk görüşte aşka düştü.)

Not: Yuk

u etiketlerle yazılmış cümlelerde mavi renkli olan İngilizce cümlelerdir ve Türkçe çevirileri de cümlelerin altında yer almaktadır.

Tüm bu örnek cümleler, stricken kelimesinin kullanımını ve anlamını daha iyi anlamak için farklı durumlarda ve bağlamlarda kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.