Stray İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Stray Nedir?
Stray kelimesi İngilizce dilinde kaybolmak, sapmak anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- I found a stray dog on the street. (Sokakta kaybolmuş bir köpek buldum.)
- Don’t stray from the path or you might get lost. (Yoldan sapma, yoksa kaybolabilirsin.)
- She’s always straying off topic during meetings. (Toplantılarda konudan sapıyor.)
- The stray cat wandered into our yard. (Kaybolmuş kedi bahçemize dolaştı.)
- The hiker strayed from the trail and got lost. (Yürüyüşçü yolun dışına çıktı ve kayboldu.)
- His mind tends to stray during long meetings. (Uzun toplantılarda aklı başka yerlere gider.)
- I don’t want to stray too far from home. (Evden çok uzağa gitmek istemiyorum.)
- The cows strayed from the field into the road. (İnekler tarladan yola çıktılar.)
- The writer tends to stray from the main plot in his stories. (Yazar hikayelerinde ana konudan sapma eğilimindedir.)
- The stray bullet hit a nearby building. (Kaybolan mermi yakındaki bir binaya isabet etti.)
- The stray sock ended up in the dryer. (Kaybolan çorap kurutucuda bulundu.)
- The tourist strayed into a dangerous neighborhood. (Turist tehlikeli bir mahalleye girdi.)
- The stray boat drifted out to sea. (Kaybolan tekne denize doğru sürüklendi.)
- The teacher reminded the students not to stray from the topic. (Öğretmen öğrencilere konudan sapmamaları konusunda hatırlattı.)
- The hiker’s straying caused them to miss the beautiful view. (Yürüyüşçünün sapması güzel manzarayı kaçırmasına neden oldu.)
- The stray thought distracted her from her work. (Kaybolan düşünce işinden dikkatini dağıttı.)
- The stray dog followed us home. (Kaybolan köpek bize eve kadar eşlik etti.)
- The athlete was warned not to stray from the designated course. (Sporcu belirlenen rotadan sapmaması konusunda uyarıldı
- The stray car caused a traffic jam. (Kaybolan araba trafik sıkışıklığına neden oldu.)
- The stray child was reunited with his parents. (Kaybolan çocuk ailesiyle tekrar bir araya geldi.)
Türkçe Karşılıklar:
- Sokakta kaybolmuş bir köpek
- Yoldan sapma, yoksa kaybolabilirsin.
- Toplantılarda konudan sapıyor.
- Kaybolmuş kedi
- Yürüyüşçü yolun dışına çıktı ve kayboldu.
- Uzun toplantılarda aklı başka yerlere gider.
- Evden çok uzağa gitmek istemiyorum.
- İnekler tarladan yola çıktılar.
- Yazar hikayelerinde ana konudan sapma eğilimindedir.
- Kaybolan mermi yakındaki bir binaya isabet etti.
- Kaybolan çorap kurutucuda bulundu.
- Turist tehlikeli bir mahalleye girdi.
- Kaybolan tekne denize doğru sürüklendi.
- Öğretmen öğrencilere konudan sapmamaları konusunda hatırlattı.
- Yürüyüşçünün sapması güzel manzarayı kaçırmasına neden oldu.
- Kaybolan düşünce işinden dikkatini dağıttı.
- Kaybolan köpek bize eve kadar eşlik etti.
- Sporcu belirlenen rotadan sapmaması konusunda uyarıldı.
- Kaybolan araba trafik sıkışıklığına neden oldu.
- Kaybolan çocuk ailesiyle tekrar bir araya geldi.
Hemen Yorum Yaz