Stoutly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stoutly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stoutly Nedir?

Stoutly kelimesi, bir kişinin cesur, güçlü ve kararlı bir şekilde hareket ettiğini veya kalın ve sağlam bir şekilde yapıldığını ifade eder.

Örnek cümleler:

1. She stood stoutly against her opponent’s accusations. (O, rakibinin suçlamalarına karşı cesurca durdu.)
2. The old tree stood stoutly in the face of the storm. (Eski ağaç fırtınanın ortasında sağlam durdu.)
3. He spoke stoutly about the importance of freedom. (Özgürlük öneminin hakkında cesurca konuştu.)
4. The stoutly built house withstood the earthquake without any damage. (Kalın yapılmış ev depremi zarar görmeden atlattı.)
5. She walked stoutly through the crowd, refusing to be intimidated. (Korkutulmak istenmediğini göstererek, kalabalık arasından cesurca yürüdü.)
6. The soldier fought stoutly until his last breath. (Asker son nefesine kadar cesurca savaştı.)
7. The athlete finished the race stoutly, despite his injury. (Sakatlığına rağmen, sporcu yarışı güçlü bir şekilde tamamladı.)
8. The detective approached the suspect stoutly, demanding the truth. (Detektif gerçeği isteyerek, şüpheliye cesurca yaklaştı.)
9. She defended her thesis stoutly, in the face of strong opposition. (Güçlü muhalefete rağmen tezini cesurca savundu.)
10. The team played stoutly, despite being down by three goals. (Üç gol geride olsalar da, takım cesurca oynadı.)
11. The child stood up stoutly to the bully, refusing to be bullied. (Çocuk, zorbalığa izin vermeden, zorbaya karşı cesurca durdu.)
12. The company held its ground stoutly against the competitor’s aggressive marketing strategy. (Agresif pazarlama stratejisi karşısında, şirket güçlü bir şekilde yerini korudu.)
13. The firefighter bravely and stoutly rushed into the burning building. (İtfaiyeci, cesurca yanmakta olan binaya koştu.)
14. The community rallied stoutly around the victim of the crime, providing support and assistance. (Toplum, suç mağdurunun etrafında güçlü bir şekilde birleşti ve destek verdi.)
15. The politician spoke stoutly about the need for change and reform. (Politikacı değişim ve reform gerekliliği hakkında cesurca konuştu.)
16. The artist painted the portrait with bold and stout strokes. (Sanatçı cesur ve kalın darbelerle portresini boyadı.)
17. The marathon runner ran stoutly for 26 miles, without stopping. (Maraton koşucusu, durmadan 26 mil koştu.)
18. The teacher stoutly defended her students’ right to express their opinions freely. (Öğretmen, öğrencilerin fikirlerini özgürce ifade etme hakkını cesurca

savundu.)
19. The company CEO made a stout commitment to reducing the carbon footprint of the company. (Şirket CEO’su, şirketin karbon ayak izini azaltma konusunda cesur bir taahhütte bulundu.)

20. The hiker climbed the mountain stoutly, even though the path was treacherous. (Yürüyüşçü, yolun tehlikeli olmasına rağmen, dağa cesurca tırmandı.)

(Türkçe karşılıkların bulunduğu kısımlar normal yazı fontuyla yazılmıştır.)