Store İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Store İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Store İle İlgili Cümleler

Store (noun) – bir şeyin saklandığı veya satıldığı yer

1. The store is closed on Sundays. (Mağaza pazar günleri kapalıdır.)
2. I need to go to the store to buy some groceries. (Bazı temel ihtiyaçlarımı satın almak için mağazaya gitmem gerekiyor.)
3. Can you please pick up some milk from the store? (Lütfen mağazadan süt alabilir misin?)
4. The store is having a big sale this weekend. (Mağaza bu hafta sonu büyük bir indirim yapıyor.)
5. I love going to the store during the holiday season. (Tatil sezonunda mağazaya gitmeyi seviyorum.)
6. She works at a store in the mall. (O, alışveriş merkezindeki bir mağazada çalışıyor.)
7. The toy store was packed with kids and their parents. (Oyuncak mağazası çocuklar ve ebeveynleriyle doluydu.)
8. I found a really cute dress at the store yesterday. (Dün mağazada gerçekten sevimli bir elbise buldum.)
9. The grocery store is just down the street. (Bakkal sadece sokak aşağıda.)
10. He works as a manager at a store that sells electronics. (Elektronik satan bir mağazada müdür olarak çalışıyor.)
11. I need to return this shirt to the store. (Bu gömleği mağazaya iade etmem gerekiyor.)
12. The store was out of stock on the item I wanted to buy. (Satın almak istediğim ürün mağazada stokta yoktu.)
13. The book store is my favorite place to hang out on weekends. (Kitap mağazası hafta sonları takılmak için en sevdiğim yerdir.)
14. We need to find a store that sells camping gear before we go on our trip. (Gezimize gitmeden önce kamp malzemeleri satan bir mağaza bulmamız gerekiyor.)
15. The store is offering free shipping on all orders this week. (Mağaza bu hafta tüm siparişlerde ücretsiz kargo sunuyor.)
16. The

store owner was very friendly and helpful. (Mağaza sahibi çok dostça ve yardımseverdi.)
17. The antique store had some amazing pieces from the 1800s. (Antika mağazasında 1800’lü yıllardan bazı harika parçalar vardı.)

18. I left my phone charger at the store yesterday. (Dün telefon şarj cihazımı mağazada unuttum.)
19. The store has a policy of no refunds or exchanges. (Mağazanın geri ödeme veya değişim politikası yoktur.)
20. I like to support local businesses by shopping at the store in my neighborhood. (Mahallemdeki mağazada alışveriş yaparak yerel işletmelere destek vermeyi seviyorum.)