Still İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Still İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Still İle İlgili Cümleler

Still, hala anlamına gelen bir sıfat veya zarftır. Genellikle bir durumun değişmediğini ifade etmek için kullanılır.

Sıfat olarak kullanım örnekleri:
  1. The still water reflected the blue sky.
    (Tepesi atmamış su, mavi gökyüzünü yansıttı.)

  2. The still air made it difficult to breathe.
    (Durgun hava nefes almayı zorlaştırdı.)

  3. The still forest was peaceful and quiet.
    (Sessiz ve huzurlu olan durgun orman.)

  4. The still night was interrupted by the sound of a distant car.
    (Uzak bir arabayla kesilen durgun gece.)

  5. The still audience waited for the concert to begin.
    (Konsertin başlamasını bekleyen sessiz izleyici kitlesi.)

Zarf olarak kullanım örnekleri:
  1. She still loves him after all these years.
    (Tüm bu yıllardan sonra hala onu seviyor.)

  2. He still hasn’t finished his homework.
    (Hala ödevini bitirmedi.)

  3. I still haven’t found what I’m looking for.
    (Hala aradığım şeyi bulamadım.)

  4. They still live in the same house they grew up in.
    (Hala büyüdükleri evde yaşıyorlar.)

  5. Despite the obstacles, he still managed to finish the race.
    (Hengamede olsa bile, yarışı hala bitirmeyi başardı.)

  6. She still sings beautifully, even though she’s older now.
    (Şimdi daha yaşlı olsa da hala güzel şarkı söylüyor.)

  7. We can still catch the last train if we hurry.
    (Acele edersek hala son treni yakalayabiliriz.)

  8. He still remembers the day they first met.
    (İlk tanıştıkları günü hala hatırlıyor.)

  9. Even though they’ve moved away, they still keep in touch.
    (Uzaklaşsalar da hala iletişimde kalıyorlar.)

  10. Despite the passing of time, the memory of that day still haunts her.
    (Zamanın geçmesine rağmen, o günün anısı hala onu rahatsız ediyor.)

  11. I still can’t believe she’s gone.
    (Hala gidip gitmediğine inanamıyorum.)

  12. He still needs to work on his communication skills.
    (Hala iletişim becerileri üzerinde çalışması gerekiyor.)

  13. She still feels nervous before public speaking.
    (Halka açık konuşma yapmadan önce hala sinirli hissediyor.)

  14. The company is still struggling to recover from the economic downturn.
    (Şirket hala ekonomik durgunluktan toparlanmaya çalışıyor.)

  15. He still enjoys playing video games in his free time.
    (Boş zamanlarında hala video oyunları oynamakt

  1. She still has a lot to learn about the job, but she’s making progress.
    (İş hakkında hala çok şey öğrenmesi gerekiyor, ancak ilerleme kaydediyor.)

  2. Even though the party is over, there are still a few guests hanging around.
    (Parti bitmiş olmasına rağmen, hala birkaç misafir etrafta dolanıyor.)

  3. The water in the lake was still and calm, reflecting the surrounding mountains.
    (Göldeki su durgun ve sakin, çevredeki dağları yansıtıyordu.)

  4. He still wears the same hat he’s had since college.
    (Üniversiteden beri sahip olduğu aynı şapkası hala giyiyor.)

  5. Despite the rain, they still decided to go on the hike.
    (Yağmura rağmen, hala yürüyüşe çıkmaya karar verdiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.