Stiffen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stiffen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stiffen Nedir?

Stiffen, sertleşmek veya katılaşmak anlamına gelen bir fiildir. Bir malzemenin sertleşmesi veya bir kişinin davranışının katılaşması gibi durumları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The dough will stiffen after you add the flour. (Hamur, un ekledikten sonra sertleşecek.)
  2. The cold weather caused my muscles to stiffen. (Soğuk hava kaslarımın sertleşmesine neden oldu.)
  3. The security at the airport has stiffened due to recent events. (Havaalanındaki güvenlik son olaylar nedeniyle sıkılaştırıldı.)
  4. The company policy has stiffened regarding tardiness. (Şirket politikası, geç kalmalarla ilgili olarak sertleşti.)
  5. The wind caused the flags to stiffen and wave vigorously. (Rüzgar, bayrakların sertleşmesine ve şiddetli bir şekilde dalgalanmasına neden oldu.)
  6. The horse’s muscles began to stiffen after the long ride. (Atın kasları uzun yolculuktan sonra sertleşmeye başladı.)
  7. The old man’s joints had stiffened with age. (Yaşlı adamın eklemleri yaşla birlikte sertleşmişti.)
  8. The paint will stiffen as it dries. (Boya kurudukça sertleşecektir.)
  9. The coach’s discipline methods have stiffened this season. (Antrenörün disiplin yöntemleri bu sezon sertleşti.)
  10. The security at the border has stiffened to prevent illegal immigration. (Sınır güvenliği, yasadışı göçü önlemek için sıkılaştırıldı.)
  11. The batter needs to stiffen before baking. (Hamur, pişirmeden önce sertleşmeli.)
  12. The CEO’s tone stiffened when discussing budget cuts. (CEO, bütçe kesintileri hakkında konuşurken tonu sertleşti.)
  13. The muscles in my neck stiffened after sleeping in an awkward position. (Boynumdaki kaslar, garip bir pozisyonda uyuduğumdan sertleşti.)
  14. The government has stiffened penalties for tax evasion. (Hükümet, vergi kaçırma suçuna karşı cezaları sertleştirdi.)
  15. The soil will stiffen if it doesn’t receive enough water. (Toprak yeterli su almadığında sertleşecektir.)
  16. The company’s dress code has recently stiffened. (Şirketin kıyafet kodu son zamanlarda sertleşti.)
  17. The traffic laws have been stiffened to reduce accidents. (Trafik yasaları kazaları azaltmak için sertleştirildi.)
  18. The old man’s posture had stiffened with age. (Yaşlı adamın duruşu yaşla birlikte sertleşmişti.)
  19. The gel will stiffen your hair and hold it in place. (Jel, saçınızı sertleştirecek ve

yerinde tutacaktır.)
20. The politician’s stance on immigration has stiffened in recent years. (Politikacının göçmenlik konusundaki tutumu son yıllarda sertleşti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.