Stick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stick kelimesinin Türkçe anlamı:

Stick kelimesi, sert veya sıkı şekilde birbirine yapışan veya birbirine bağlı olan nesneleri ifade eder. Ayrıca, uzun, ince bir çubuk şeklindeki bir nesneyi veya bir şeyi yapıştırmak veya sabitlemek için kullanılan aracı da ifade edebilir.

Örnek cümleler:

1. She used a stick to stir the soup. (Çorbayı karıştırmak için bir çubuk kullandı.)
2. The dog chased after the stick. (Köpek çubuğun peşinden koştu.)
3. He hit the ball with the stick. (Topa çubukla vurdu.)
4. The tree branch snapped like a stick. (Ağaç dalı çubuk gibi kırıldı.)
5. He picked up a stick and started drawing in the sand. (Bir çubuk aldı ve kumda çizmeye başladı.)
6. The horse kicked the stick and sent it flying. (At çubuğa tekme attı ve uçurdu.)
7. She propped up the tent with a stick. (Çadırı bir çubukla destekledi.)
8. He used a stick to push the boat away from the dock. (Tekneyi rıhtımdan uzaklaştırmak için bir çubuk kullandı.)
9. The stick broke under the weight of the heavy stone. (Çubuk ağır taşın ağırlığı altında kırıldı.)
10. She stirred her coffee with a stick of cinnamon. (Kahvesini tarçın çubuğuyla karıştırdı.)
11. The stick insect blended in perfectly with the tree bark. (Çubuk böceği, ağaç kabuğuyla mükemmel şekilde uyum sağladı.)
12. He poked the fire with a stick to make it burn brighter. (Ateşi daha parlak yanması için bir çubukla karıştırdı.)
13. She used a stick to reach the book on the high shelf. (Yüksek raftaki kitaba ulaşmak için bir çubuk kullandı.)
14. The child played with a stick, imagining it was a sword. (Çocuk, bir kılıç gibi hayal ederek çubukla oynadı.)
15. The stick was coated in a thick layer of mud. (Çubuk kalın bir çamur tabakasıyla kaplanmıştı.)
16. He used a stick to measure the depth of the river. (Nehrin derinliğini ölçmek için bir çubuk kullandı.)
17. She whittled the stick into a point with her pocketknife. (Cep bıçağıyla çubuğu bir uca kadar oydurdu.)
18. The stick made a satisfying snapping sound as she broke it in half. (Çubuk, onu ikiye böldüğünde tatmin edici bir çatırtı sesi çıkardı.)
19. He picked up a stick and used it to draw a line in the sand. (Bir çubuk alıp kum

  1. The old man leaned on his walking stick as he hobbled down the path. (Yaşlı adam yürüyüş yolu boyunca topallayarak yürürken bastonuna dayandı.)

Türkçe karşılıklar:

1. Çorbayı karıştırmak için bir çubuk kullandı.
2. Köpek çubuğun peşinden koştu.
3. Topa çubukla vurdu.
4. Ağaç dalı çubuk gibi kırıldı.
5. Bir çubuk aldı ve kumda çizmeye başladı.
6. At çubuğa tekme attı ve uçurdu.
7. Çadırı bir çubukla destekledi.
8. Tekneyi rıhtımdan uzaklaştırmak için bir çubuk kullandı.
9. Çubuk ağır taşın ağırlığı altında kırıldı.
10. Kahvesini tarçın çubuğuyla karıştırdı.
11. Çubuk böceği, ağaç kabuğuyla mükemmel şekilde uyum sağladı.
12. Ateşi daha parlak yanması için bir çubukla karıştırdı.
13. Yüksek raftaki kitaba ulaşmak için bir çubuk kullandı.
14. Çocuk, bir kılıç gibi hayal ederek çubukla oynadı.
15. Çubuk kalın bir çamur tabakasıyla kaplanmıştı.
16. Nehrin derinliğini ölçmek için bir çubuk kullandı.
17. Cep bıçağıyla çubuğu bir uca kadar oydurdu.
18. Çubuk, onu ikiye böldüğünde tatmin edici bir çatırtı sesi çıkardı.
19. Bir çubuk alıp kumda çizgi çekmek için kullandı.
20. Yaşlı adam yürüyüş yolu boyunca topallayarak yürürken bastonuna dayandı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.