Steadfastly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Steadfastly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Steadfastly Nedir?

Steadfastly, kararlı, istikrarlı ve kararlı bir şekilde anlamına gelen bir zarftır.

Örnek Cümleler:

1. She held steadfastly to her beliefs. (O, inançlarına kararlı bir şekilde bağlı kaldı.)
2. He worked steadfastly towards his goals. (O, hedeflerine kararlı bir şekilde çalıştı.)
3. Despite the difficulties, they remained steadfastly committed. (Zorluklara rağmen, kararlılıkla bağlı kaldılar.)
4. The team worked steadfastly to achieve victory. (Ekip, zafer elde etmek için kararlı bir şekilde çalıştı.)
5. He steadfastly refused to compromise on his principles. (O, prensiplerinden ödün vermeyi kararlı bir şekilde reddetti.)
6. The soldiers marched steadfastly towards the enemy lines. (Askerler düşman hatlarına kararlı bir şekilde yürüdüler.)
7. She studied steadfastly for months to prepare for the exam. (Sınav için hazırlanmak için aylarca kararlı bir şekilde çalıştı.)
8. Despite the obstacles, he continued steadfastly on his journey. (Engellere rağmen, seyahatine kararlı bir şekilde devam etti.)
9. The athlete trained steadfastly every day to improve his performance. (Sporcu, performansını artırmak için her gün kararlı bir şekilde antrenman yaptı.)
10. She stood steadfastly by her friend’s side during difficult times. (Zor zamanlarda, arkadaşının yanında kararlı bir şekilde durdu.)
11. The company’s employees worked steadfastly to meet their deadlines. (Şirket çalışanları, zamanında teslim etmek için kararlı bir şekilde çalıştılar.)
12. Despite the criticism, she held steadfastly to her creative vision. (Eleştirilere rağmen, yaratıcı vizyonuna kararlı bir şekilde bağlı kaldı.)
13. The team remained steadfastly focused on their objective. (Ekip, hedeflerine kararlılıkla odaklandı.)
14. He remained steadfastly loyal to his family and friends. (Ailesine ve arkadaşlarına kararlı bir şekilde sadık kaldı.)
15. Despite the challenges, she persevered steadfastly. (Zorluklara rağmen, kararlı bir şekilde mücadele etti.)
16. The artist worked steadfastly on his masterpiece for years. (Sanatçı, başyapıtı üzerinde yıllarca kararlı bir şekilde çalıştı.)
17. Despite the criticism, the politician steadfastly defended his policies. (Eleştirilere rağmen, siyasetçi politikalarını kararlı bir şekilde savundu.)
18. She remained steadfastly optimistic in the face of adversity. (Zorluklarla karşı karşıya kalsa bile kararlı bir şekilde iyimser kaldı.)
19. The students studied steadfastly for their final exams. (Öğrenciler, final sınavları için kararlı bir şekilde çalıştılar.)
20. Despite the setbacks, the team continued steadfastly towards their goal. (

Türkçe: Yaşanan aksaklıklara rağmen, ekip hedeflerine kararlılıkla ilerledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.